Kayıtlar

Eylül 29, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

En çok hadîs-i şerîf rivâyet eden sahâbî.

Resim
Ebû Hüreyre En çok hadîs-i şerîf rivâyet eden sahâbî. Ebû Hüreyre Hicretin 7. senesinde Müslüman oldu. Gençliğinde fakîrlik ve sıkıntı içinde yaşamıştır. Müslüman olduğunda 30 yaşını geçmişti. Yemen’deki Devs kabîlesinin ileri gelenlerinden ve meşhûr şâir olan Tufeyl bin Amr vâsıtasıyla Müslüman oldu. Tufeyl bin Amr, Peygamber efendimizin duâsı ve emri üzerine kabîlesini İslâma da’vet edince, i lk kabûl eden Ebû Hüreyre oldu. Bundan sonra Tufeyl bin Amr, îmân edenlerle birlikte Yemen’den ayrıldı. Yetmiş kişiden fazla Müslüman, bir kâfile hâlinde Medîne’ye geldiler. Ey yolculuk gecesi! Ebû Hüreyre bir an önce Peygamberimizi görmek, O’na kavuşmak aşkıyla yanıyordu. Yolculuğun uzun sürmesinden sıkılıyor, sabırsızlanıyor; - Ey yolculuk gecesi! Bıktım yolun uzunluğundan ve sıkıntısından. Fakat bu yolculuktur kurtaran beni, küfür inkâr yurdundan, ma’nâsında şiirler söylüyordu. Kâfile, Medîne’ye geldiği sırada, Peygamber efendimiz Hayber’in fethine gitmişti. Ebû Hüreyre bu gelişini şöyle anla...

Gerçek mutluluk gördüğün şeyde değil asıl görünmeyen yerdedir.

Resim
Sevgi'nin ad ı  yok Bebeğimi görebilir miyim” dedi yeni anne. Kucağına yumuşak bir bohça verildi ve mutlu anne bebeğinin minik yüzünü görmek için kundağı açtı ve şaşkınlıktan adeta nutku tutuldu! Anne ve bebeğini seyreden doktor hızla arkasını döndü ve camdan bakmaya başladı.  Bebeğin kulakları yoktu... Muayenelerde bebeğin duyma yetisinin etkilenmediği sadece görünüşü bozan bir kulak yoksunluğu olduğu anlaşıldı. Aradan yıllar geçti çocuk büyüdü ve okula başladı. Bir gün okul dönüşü eve koşarak geldi ve kendisini annesinin kollarına attı. Hıçkırıyordu. Bu onun yaşadığı ilk büyük hayal kırıklığıydı; ağlayarak “Büyük bir çocuk bana ucube dedi.” Küçük çocuk bu kadersizliğiyle büyüdü. Arkadaşları tarafından seviliyordu ve oldukça da başarılı bir öğrenciydi. Sınıf başkanı bile olabilirdi; eğer insanların arasına karışmış olsaydı. Annesi her zaman ona “Genç insanların arasına karışmalısın” diyordu ancak aynı zamana yüreğinde derin bir acıma ve şefkat hissediyordu. Delikanlının babas...

Kur'an'ın en yüce ayeti; Ayetü’l-Kürsi

Resim
Kur'an'ın en yüce ayeti; Ayetü’l-Kürsi (Bakara suresinin 255. Ayeti) Ebu Ü mamete’l-Bahili (Rad ı yallahu anh) dan rivayet edildi ğ ine g ö re Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) şö yle buyurdu:  “Her kim, her namaz ın peşinde Ayetü’l-Kürsi’yi okursa, onunla cennete girmek arasında ancak ölüm vardır.”  (Nesai, Amelu’l-Yevme ve’l-Leyle: 100)  videoyu izlemek icin tiklayin  http://gercektarihdeposu.blogspot.com/2013/10/kurann-en-yuce-ayeti-ayetul-kursi.html Ayetü’l-Kürsi http://gercektarihdeposu.blogspot.com http://gercektarihdeposu.blogspot.com Gonderen:  http://tahirhakyolunda.blogspot.com

ŞÜKREDENLER ve SABREDENLER

Resim
Ashab-ı Kiram Kuvvetli Bir İ mana ve Tam Bir Teslimiyete Sahiptiler Hifa Hatun (Rad ı yallahu anha) menkıbesi anlatılan fakat hayatı hakkında malumat verilmeyen kadın sahabelerden biridir. Medineli ve ensardan olduğu anlaşılmaktadır. Kabilesi ve doğum tarihi bilinmemektedir. Medine-i Münevvere’de güzelliği ile ün salmış bir kadındı. Bir gün Rasulullah efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) huzuruna gelip şöyle söyledi: “Ya RasulALLAH! Bana, beni cennete götürecek bir iş öğret!” Rasulullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem): “Önce biriyle evlen. Bununla dinin yarısını emniyete alırsın.” buyurdu. “Ya RasulALLAH! Benim dengim kim olur? Beni Habeş Necaşisi (kral) istedi, ben onu istemedim. Ubeydullah yüz deve ve başka şeyler de verdi, onu da kabul etmedim. Lakin siz ahirette kurtuluşumun evlilikten geçtiğini buyurdunuz. Siz kimi münasip görürseniz onunla evlenmeye razıyım.” dedi. Hifa Hatun’un (Rad ı yallahu anha) siz kimi münasip görürseniz razıyım sözünün altında, gönlünden Peyga...

Hakimin Dört Suçu «Ah Sa'd ah Allah korkusu seni ne kadar yüceltmiş»

Resim
Hazreti Ömer'in huzurunda Hazreti Ömer Radıyallahü Anh, hilafeti zamanında Hımıs ileri gelenlerine bir mektup yazıp çevredeki fakirlerin kendisine bildirilmesini isteyerek yardım edeceğini bildirdi. Hımıs'lılar Şam ve civarında bulunan fakirlerin bir listesini Halife Hazreti Ömer'e arzettiler. Hazreti Ömer (R.A.) gelen listeyi açıp baktığında listenin başında kadı olarak ta'yin ettiği Sa'd bin Amir'in is mini görüp listeyi getirenlere hakiminin malî durumunu sordu. Onlar: - Hakimimiz hakikaten gayet fakirdir. Çünkü rüşvet olacağı korkusundan, en küçük bir hediyemizi bile kabul etmiyor, dediler. Bu sözler Halife Ömer'in hoşuna gitmişti: - Allah'tan bu kadar korkan hakiminizin hoşunuza gitmeyen tarafları da vardır herhalde... Dedi. Onlar: Hakimlerinden şikâyetlerinin de olduğunu ve bazı hallerinden memnun olmadıklarını söyleyerek kusurlarını şöyle sıraladılar: 1 - Hakimimiz vazifesine her zaman sabah namazından sonra başlaması lâzım geldiği halde kuşluk va...

Abbas Bin Ubâde

Resim
Ensarın muhaciri diye tanınan sahabî. Abbas bin Ubâde, Peygamber efendimizin davetini duyunca, Müslüman olmak için koşarak gelen Medineli ilk 12 kişiden biridir. Birinci Akabe biatında Müslüman olan altı Medineli, ikinci sene yanlarına altı arkadaş daha alıp, oniki kişi olarak Mekkeye geldiler. Şimdiden yapınız!  Peygamberimizle gece Akabede görüşmek üzere söz aldılar. Gece olu nca buluştular ve aralarında anlaştılar. Hazret-i Abbas bin Ubâde, Peygamber efendimizle yapılan anlaşmayı pekiştirmek için arkadaşlarına dedi ki: - Ey Hazrecliler! Peygamber efendimizi niçin kabul ettiğinizi biliyor musunuz? Onlarda: "Evet" cevabını verdiler. Bunun üzerine sözlerine şöyle devam etti: - Siz Onu, hem sulh, hem de savaş zamanları için kabul edip, Ona tâbi oluyorsunuz. Eğer, mallarınıza bir zarar gelince, akraba ve yakınlarınız helak olunca, Peygamberimizi yalnız ve yardımsız bırakacaksanız, bunu şimdiden yapınız!  Vallahi, eğer böyle bir şey yaparsanız dünyada ve ahirette helak olursunuz...

TAM MANASIYLA DUA YAPMAK

Resim
Her kim tam manasıyla dua yapmak isterse Ai ş e (Rad ı yallahu anha)dan rivayet edildi ğ ine g ö re, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)  ş öyle buyurdu:  Her kim tam manas ı yla dua yapmak isterse,  “Ey Allah ı m! Seni zikretmem, sana  ş ükretmem ve g ü zel ibadet etmem i ç in bana yard ı m et”  desin.  ( İ bni Neccar, Kenz ü ’l-Ummal 2/225, No: 3865) http://gercektarihdeposu.blogspot.com

TAM MANASIYLA DUA YAPMAK

Resim
Her kim tam manas ı yla dua yapmak isterse Ai ş e (Rad ı yallahu anha)dan rivayet edildi ğ ine g ö re, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ş öyle buyurdu:  Her kim tam manas ı yla dua yapmak isterse,  “Ey Allah ı m! Seni zikretmem, sana ş ükretmem ve g ü zel ibadet etmem i ç in bana yard ı m et”  desin.  ( İ bni Neccar, Kenz ü ’l-Ummal 2/225, No: 3865) http://tahirhakyolunda.blogspot.com

MÜSLÜMAN KADIN VE ERKEKLERE ÖRNEK BİR DÜĞÜN

Resim
Hz.Fatıma'nın çeyizi Peygamberimiz'i ağlatmıştı. Hz. Fatıma ile İslam Halifesi Hz. Ali’nin evlilik, düğün ve aile hayatının ümmete örnek olması için Efendimiz büyük gayret göstermişti. Zira bu örnek aile oluşurken, nikahından ev içi ve ev dışında yapacakları iş bölümüne kadar her şeyi Peygamberimiz planlamıştı.  MÜSLÜMAN KADIN VE ERKEKLERE ÖRNEK BİR  DÜĞÜN Hz. Fatıma (ra); Peygamber Efendimizin (sav) risaletinin beşinci yılında, hicretten sekiz yıl önce, Mekke’de dünyaya geldi. Hz. Fatıma (ra), Peygamberimizin Mekke`deki tebliğ günlerinde küçücük bir çocuktu. Ancak, babasının karşılaştığı zorlukları bir büyük gibi algılıyordu. Annesi Hz. Hatice (ra)’nın vefatı onu derin üzüntülere sevk etmişti. Hz. Peygamber`in çocuklarının ardı ardına vefat etmesi, Hz. Fatıma ile arasındaki yakınlığı daha fazla arttırmıştı. Aradaki güçlü sevgi bağlarından dolayı Hz. Peygamber (sav); Hz. Fatıma’yı ‘Ümmü ebiha’ (babasının annesi) lakabıyla çağırmayı tercih ediyordu. Babası evden çıkarken; kimi ...

Ortadoğu'yu YAKAN Osmanlı İHANETİ

Resim
Mekke Emiri Şerif Hüseyin'in hayatı ve Osmanlı'ya ihaneti   Osmanlı'ya ihanet eden aileyi saran lanet çemberi Kimi İslam ülkelerindeki hareketlilikler uzmanların dilini sonunda çözmüş görünüyor. Yerlisi yabancısı aynı şeyi vurguluyor: Bu olaylar, Osmanlı'nın arkasında bıraktığı büyük boşluğun hâlâ doldurulamadığını gösteriyor. OSMANLI HAYALETİ Mİ KARŞIMIZA ÇIKIYOR Peki Osmanlı Devleti 90 küsur yıl önce tarih sahnesine veda etmemiş miydi? 21. yüzyılda hâlâ Osmanlı'nın tasfiyesinden nasıl söz edilebilir? Yoksa bir hayalet midir karşımıza ikide bir çıkan? Çağdaş Fransız filozofu Jacques Derrida'nın sözünü ettiği türden bir hayalet belki. Filmlerden biliyoruz: Cenazesi kurallara uygun defnedilmemişse ölünün ruhu vârislerine musallat olur. Ta ki usulüne uygun olarak defnedilinceye ve rahatsızlık duyduğu unsur ortadan kaldırılıncaya kadar. Osmanlı'nın hayaleti de benzer bir sıkıntı içerisinde olmalı ki, terk ettiği evin çeşitli odalarında sık sık karşımıza çıkmakt...

Osmanlı Tarihine karşı başlatılan KÜRESEL SALDIRI

Resim
OSMANLI TARİHİNİ MATERYALİSTLEŞTİRME VE BATININ POPÜLER KÜLTÜRÜNE UYGUN HALE GETİRME OPERASYONU Osmanlı Tarihine karşı başlatılan KÜRESEL SALDIRI ile Türk Milletinin emperyalizme karşı tutunacak son dalını da kurutma operasyonu DİZİ ve SİNEMA yoluyla genişletiliyor.. Bu dizilerin bütün dünyada izlenmesi sağlanarak atalarının İLİM, EDEP, AHLAK, TEVAZU, FAZİLET, İBADET, CİHAT ve HUZUR'la dolu hayatları ışığında yeniden dirilme hayalleri kurmaya başlayan müslümanlara "İŞTE SİZİN ATALARINIZ VE ONLARIN YALAN, ENTRİKA, FUHUŞ, İÇKİ, NEFRET VE BASİTLİK DOLU BUGÜNKÜ İNSANLARDAN FARKSIZ NEFİSPEREST VE MADDECİ HAYATLARI" denilerek gençliğin tutunacak son dallarını ellerinden alma, kültürlerine ve tarihlerine yabancılaştırma, kapitalist kültürle uyumlu hale getirerek batı medeniyetine karşı "zararsızlaştırma" operasyonu İFSAD LOBİLERİ ve MASON LOCALARI'nın önderliğinde tüm hızıyla devam etmekte olup bütün OSMANLI TORUNLARI'nın bu hayasız saldırılara ve 1001 TÜRLÜ İF...

Osmanlı'nın hatırasına büyük saygısızlık.

Resim
Osmanlı mektebi ne olarak kullanılıyor Güney Afrika'nın Cape Town şehrinde bulunan Afrika'nın ilk Osmanlı mektebi  Osmanlılar, kendilerinden kilometrelerce uzağa, Güney Afrika'nın en uzak noktasına İslamî ilimleri öğretmek maksadıyla bir temsilcisini, Ebubekir Efendiyi yollamıştı. Bu gayretli Osmanlı âliminin Cape Town'da açtığı mektep binası bugün hala ayakta, ancak şu anda maalesef gece kulübü olarak kullanılıyor. Bilindiği üzere Sultan Abdülaziz Han döneminde (1862) Ümit Burnu'na İslamî ilimleri öğretmek amacıyla bir Osmanlı İslâm hukukçusu gönderilmişti. Üç aya varan bir yolculuktan sonra Seyyid Ebubekir Efendi (el- Emcedî) 13 Ocak 1863 tarihinde Güney Afrika'nın Cape Town şehrine ulaştı. Yanında bulunan yeğeni Ömer Lütfi, amcası ve aynı zamanda hocası olan Ebubekir Efendiye refakat ediyordu. Ömer Lütfi 1866 yılında Türkiye'ye geri dönüp Güney Afrika'daki hatıralarını kaleme alacaktı ki; bu eser, Güney Afrika Tarihi için de çok mühim ve nadir bir kay...
WhatsApp Logo WhatsApp
İletişim
Vedat Bilik