Kayıtlar

Timurtaş Hoca, 3 ay sonra evinin kapısına atılmış.

Resim
Darbe günü gözaltına alındıktan sonra haber alınamayan Timurtaş Hoca, 3 ay sonra evinin kapısına atılmış.  Eşi ve çocukları tanıyamamış. 12 Eylül darbesinin yüz binlerce mağdurundan biri de vaaz kasetleri milyonlarca eve ulaşan Timurtaş Uçar Hocaefendiydi. Vefatına kadar 55 ayrı davadan yargılanan ve hepsinden beraat eden Timurtaş Uçar, 12 Eylül darbesini yapanların da hedefindeydi. Vaazları neden iyle darbenin hemen ardından gözaltına alınan ve kendisinden aylarca haber alınamayan Uçar'ın eşi Mevlüde Uçar "Bir sabah ezanının hemen ardından kapımızı kırarak gelip aldılar, aylar sonra kapımızın önüne bıraktıklarında çocuklarım bile kendisini tanımadı. Seslenmese ben bile tanıyamayacaktım" şeklinde konuştu. KAPIYI KIRARAK EVİMİZE GİRDİLER Star Gazetesi'nden Bünyamin Demirkan'a konuşan ve o günleri anlatırken göz yaşlarına hakim olamayan Mevlüde Uçar, zil çalındıktan sonra kapıyı açmaya fırsat vermeden kapılarının kırıldığını kaydetti. Evde bulunan yüzlerce kitabın

Sultân Bayezid-î Velî Han - Gazi

Resim
ÖMRÜNDE BİR TEK SÜNNET BİLE KAÇIRMAYAN PADİŞAHIN ÖYKÜSÜ!!! Birinci b ö l ü m  ö zet: Sultân Bayezid-î Velî Han - Gazi 19 Mayıs 1481- 25 Nisan 1512 ÖMRÜNDE BİR TEK SÜNNET BİLE KAÇIRMAYAN PADİŞAHIN ÖYKÜSÜ!!! ''Bu çalışmaları sırasında birgün, ustalardan birinin duvarı gâyet sür’atle örüp yükseltmesi dikkatini çekti. Alâkayla bakınca, şâirin: “Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil” ifâdesi vechile, O’nun Hızır (aleyhisselâm) olduğunu anladı. Hemen yanına varıp O’nu yakaladı ve elini sıkı sıkıya tuttuktan sonra: “– Her namaz vaktinde bu câmîye uğrayacağına söz vermezsen, şimdi bağırır ve Hızır’ı yakaladığımı cümle âleme îlân ederim!..” dedi'' Sultan Bâyezîd Han, kendi adıyla anılan bu meşhûr câmi-i şerîfin (Beyazıt Camii) inşâatında, sık sık gelip bizzat bedenen de çalışırdı. Bu çalışmaları sırasında birgün, ustalardan birinin duvarı gâyet sür’atle örüp yükseltmesi dikkatini çekti. Alâkayla bakınca, şâirin: “Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil” ifâdesi vechile, O’nu

Allah’ın Mü’minlere Cennette Hazırladığı Nimetler

Resim
Ey benim kullarım bugün ne korkacaksınız, ne de üzüleceksiniz! Bu bölümdeki dört ayet ve onyedi hadis-i şeriften, Allah’ın iman eden kulları için cennette hazırladığı pınarları, kalplerden kin ve öfkenin orada sökülüp atılacağını, yorgunluğun da orada olmayacağını, korku ve üzüntüsüz bir hayat olacağını, altın tepsi, tabak ve kadehlerle yiyecek ve içecekler ikram edileceğini, ebedi kalınacak cennetlerde her türlü meyveden yenebileceğini, ipek ve atlas elbiseler içinde karşılıklı sohbetler edileceğini ve iri gözlü huriler verileceğini, cenneti elde edebilmek için insanların dünyada orayı kazanmak için yarış etmeleri gerektiğini, cennette her türlü yeme içmenin olup, idrar ve dışkının olmadığını, oradaki nimetlerin hiçbir göz tarafından görülmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiçbir insanın hatırından geçiremediği ve hayal edemediği nimetler olduğunu, tarakların altından olup her tarafın güzel kokularla donatıldığını, cennetteki en aşağı seviyede olan kimseye dünyanın on misli büyüklüğü

Sahabe-i Kiram´ı Ancak Hayırla Anarız

Resim
Sahabe-i Kiram   Resûl-i Ekrem (sav)'e bey'at ederek; bütün yeryüzü müstekbirlerine karşı cihad eden Sahabe-i Kirâm'ı ancak hayırla anarız. Bilindiği gibi sahâbe: "Hz. Muhammed (sav)'e mü'min olarak mülâki olan, sohbetinde bulunan ve daha sonra mü'min olarak ölen şahıslara verilen isimdir." İmam-ı Muhammed (rha) "Emirlerle birlikte cihad"ı izah ederken: "Sahâbe-i Kiram hakkında hayırlı sözlerden başkasının söylenmemesi hususunda Resûl-i Ekrem (sav)'den meşhur bir hadîs-i şerifin mevcud olduğunu kaydettikten sonra: "Ashabım hakkında Allahû Teâla (cc)'dan korkun!.. Onları hedef edinmeyin. Kim onları severse, muhakkak beni de sevmiş olur ve kim onlara eziyet ederse, Alettahkik bana da eziyet etmiştir" hadîs-i şerifini zikrediyor. Hanefî fûkahasından Molla Hüsrev: "Selef-i salihin'e açıkça küfreden kimsenin de şahidliği kabul edilmez. Selef-i Salihin; sahâbe-i kirâm ve müctehid ulemâdır. Allahû Teâla (cc) hepsinde

Secde ediyorsan oku İbretlik Bir Hikaye...

Resim
İbretlik Bir Hikaye... Okumadan Geçme ! Delinin biri camiye girer, belli ki namaz kılacak.  Ama oturmaz, meraklı ve şaşkın gözlerle etrafı süzer-dolanır. Bir oraya, bir buraya her köşeye  dikkatlice bakar ve hızla çıkar gider.. Az sonra sırtında bağlanmış odunlarla tekrar gelir camiye ve tam namaza başlamak üzere olan cemaatle birlikte saf tutar.. Ama sırtındaki odunlarla güç bela bitirir namazını. Eğilip kalktıkça yere düşen odunlar, çıkardığı ses vs. derken, tabii cemaat de rahatsız olmuştur bu durumdan.. Nihayet biter namaz, bitmesine ama her kafadan bir ses çıkar.. Herkes kıpırdanmaya, adama söylenmeye başlamıştır bile.. İmama kadar ulaşır sesler, hafiften tartışmalar… İmam aynı mahalleden, bilir az çok garibin halini, şefkatle yaklaşır meczubun yanına ve der ki: “Oğlum böyle namaz mı olur, sırtında odunlarla, sen ne yaptın? Hem kendini hem de çevreni rahatsız ettin bak, bir daha namaz kılmaya yüksüz gel olur mu?” Bunu duyan meczub melül-mahzun, ama manalı bir bakışla sorar “Âdetin

Domuzun herkese, ipek ve altının erkeklere haram edilişinin hikmeti nedir?

Resim
Domuz eti yemek haramdır Sual: Domuzun herkese, ipek ve altının erkeklere haram edilişinin hikmeti nedir? CEVAP  Dinimizde bir şey haram ise, hikmetini bilmesek de onun haram olduğuna inanmak gerekir. Muhammed aleyhisselamın peygamber olarak bildirdiği şeylere akla uygun olduğu, yahut tecrübe ile anlaşıldığı için inanmak iman olmaz. Çünkü bu, aklı tasdik etmek demektir. Haramlarda muhakkak vücuda  zarar veren bir şey aranmamalıdır! Domuz, her türlü necaseti yiyen çok pis bir hayvandır. Zararlı olduğu için yalnız Türkler değil, Avrupalılar da, bir kimseye hakaret etmek için “Domuz” derler. Tevrat’ta domuz eti yasak edildiği için, bugünkü Yahudiler bile domuz eti yemezler. Bugün tıp, insana en çok zarar veren ve hastalık bulaştıran etin domuz eti olduğunu tespit etmiştir. Domuz eti yiyenlerde [safra kesesi iltihabı, apandisit, bağırsak iltihabı, çeşitli çıbanlar, mafsal kireçlenmeleri, damar sertliği, romatizma, grip, tansiyon yüksekliği, kalb anjini, enfarktüs gibi] çeşitli hastalıkları