Kayıtlar

Sultân Bayezid-î Velî Han - Gazi

Resim
ÖMRÜNDE BİR TEK SÜNNET BİLE KAÇIRMAYAN PADİŞAHIN ÖYKÜSÜ!!! Birinci b ö l ü m  ö zet: Sultân Bayezid-î Velî Han - Gazi 19 Mayıs 1481- 25 Nisan 1512 ÖMRÜNDE BİR TEK SÜNNET BİLE KAÇIRMAYAN PADİŞAHIN ÖYKÜSÜ!!! ''Bu çalışmaları sırasında birgün, ustalardan birinin duvarı gâyet sür’atle örüp yükseltmesi dikkatini çekti. Alâkayla bakınca, şâirin: “Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil” ifâdesi vechile, O’nun Hızır (aleyhisselâm) olduğunu anladı. Hemen yanına varıp O’nu yakaladı ve elini sıkı sıkıya tuttuktan sonra: “– Her namaz vaktinde bu câmîye uğrayacağına söz vermezsen, şimdi bağırır ve Hızır’ı yakaladığımı cümle âleme îlân ederim!..” dedi'' Sultan Bâyezîd Han, kendi adıyla anılan bu meşhûr câmi-i şerîfin (Beyazıt Camii) inşâatında, sık sık gelip bizzat bedenen de çalışırdı. Bu çalışmaları sırasında birgün, ustalardan birinin duvarı gâyet sür’atle örüp yükseltmesi dikkatini çekti. Alâkayla bakınca, şâirin: “Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil” ifâdesi vechile, O’nu...

Allah’ın Mü’minlere Cennette Hazırladığı Nimetler

Resim
Ey benim kullarım bugün ne korkacaksınız, ne de üzüleceksiniz! Bu bölümdeki dört ayet ve onyedi hadis-i şeriften, Allah’ın iman eden kulları için cennette hazırladığı pınarları, kalplerden kin ve öfkenin orada sökülüp atılacağını, yorgunluğun da orada olmayacağını, korku ve üzüntüsüz bir hayat olacağını, altın tepsi, tabak ve kadehlerle yiyecek ve içecekler ikram edileceğini, ebedi kalınacak cennetlerde her türlü meyveden yenebileceğini, ipek ve atlas elbiseler içinde karşılıklı sohbetler edileceğini ve iri gözlü huriler verileceğini, cenneti elde edebilmek için insanların dünyada orayı kazanmak için yarış etmeleri gerektiğini, cennette her türlü yeme içmenin olup, idrar ve dışkının olmadığını, oradaki nimetlerin hiçbir göz tarafından görülmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiçbir insanın hatırından geçiremediği ve hayal edemediği nimetler olduğunu, tarakların altından olup her tarafın güzel kokularla donatıldığını, cennetteki en aşağı seviyede olan kimseye dünyanın on misli büyüklüğü...

Sahabe-i Kiram´ı Ancak Hayırla Anarız

Resim
Sahabe-i Kiram   Resûl-i Ekrem (sav)'e bey'at ederek; bütün yeryüzü müstekbirlerine karşı cihad eden Sahabe-i Kirâm'ı ancak hayırla anarız. Bilindiği gibi sahâbe: "Hz. Muhammed (sav)'e mü'min olarak mülâki olan, sohbetinde bulunan ve daha sonra mü'min olarak ölen şahıslara verilen isimdir." İmam-ı Muhammed (rha) "Emirlerle birlikte cihad"ı izah ederken: "Sahâbe-i Kiram hakkında hayırlı sözlerden başkasının söylenmemesi hususunda Resûl-i Ekrem (sav)'den meşhur bir hadîs-i şerifin mevcud olduğunu kaydettikten sonra: "Ashabım hakkında Allahû Teâla (cc)'dan korkun!.. Onları hedef edinmeyin. Kim onları severse, muhakkak beni de sevmiş olur ve kim onlara eziyet ederse, Alettahkik bana da eziyet etmiştir" hadîs-i şerifini zikrediyor. Hanefî fûkahasından Molla Hüsrev: "Selef-i salihin'e açıkça küfreden kimsenin de şahidliği kabul edilmez. Selef-i Salihin; sahâbe-i kirâm ve müctehid ulemâdır. Allahû Teâla (cc) hepsinde...

Secde ediyorsan oku İbretlik Bir Hikaye...

Resim
İbretlik Bir Hikaye... Okumadan Geçme ! Delinin biri camiye girer, belli ki namaz kılacak.  Ama oturmaz, meraklı ve şaşkın gözlerle etrafı süzer-dolanır. Bir oraya, bir buraya her köşeye  dikkatlice bakar ve hızla çıkar gider.. Az sonra sırtında bağlanmış odunlarla tekrar gelir camiye ve tam namaza başlamak üzere olan cemaatle birlikte saf tutar.. Ama sırtındaki odunlarla güç bela bitirir namazını. Eğilip kalktıkça yere düşen odunlar, çıkardığı ses vs. derken, tabii cemaat de rahatsız olmuştur bu durumdan.. Nihayet biter namaz, bitmesine ama her kafadan bir ses çıkar.. Herkes kıpırdanmaya, adama söylenmeye başlamıştır bile.. İmama kadar ulaşır sesler, hafiften tartışmalar… İmam aynı mahalleden, bilir az çok garibin halini, şefkatle yaklaşır meczubun yanına ve der ki: “Oğlum böyle namaz mı olur, sırtında odunlarla, sen ne yaptın? Hem kendini hem de çevreni rahatsız ettin bak, bir daha namaz kılmaya yüksüz gel olur mu?” Bunu duyan meczub melül-mahzun, ama manalı bir bakışla sora...

Domuzun herkese, ipek ve altının erkeklere haram edilişinin hikmeti nedir?

Resim
Domuz eti yemek haramdır Sual: Domuzun herkese, ipek ve altının erkeklere haram edilişinin hikmeti nedir? CEVAP  Dinimizde bir şey haram ise, hikmetini bilmesek de onun haram olduğuna inanmak gerekir. Muhammed aleyhisselamın peygamber olarak bildirdiği şeylere akla uygun olduğu, yahut tecrübe ile anlaşıldığı için inanmak iman olmaz. Çünkü bu, aklı tasdik etmek demektir. Haramlarda muhakkak vücuda  zarar veren bir şey aranmamalıdır! Domuz, her türlü necaseti yiyen çok pis bir hayvandır. Zararlı olduğu için yalnız Türkler değil, Avrupalılar da, bir kimseye hakaret etmek için “Domuz” derler. Tevrat’ta domuz eti yasak edildiği için, bugünkü Yahudiler bile domuz eti yemezler. Bugün tıp, insana en çok zarar veren ve hastalık bulaştıran etin domuz eti olduğunu tespit etmiştir. Domuz eti yiyenlerde [safra kesesi iltihabı, apandisit, bağırsak iltihabı, çeşitli çıbanlar, mafsal kireçlenmeleri, damar sertliği, romatizma, grip, tansiyon yüksekliği, kalb anjini, enfarktüs gibi] çeşitli has...

Giysi ve Takılarda Küfür Alametleri

Resim
Küfür Alametlerini Takmak ve Giymek   Küffar'a ta'zim ve küfrü te'yid niyetiyle: Haç takınmak, zünnar kuşanmak, mecusî şapkası giymek (Kalensüvetu'l mecus) ve omuza gıyâr koymak, insanı küfre sürükleyen fiillerdir. Ancak dikkat edilecek husus; "Küfrün âlâmet-i farikası" olan giyim ve kuşamda benzemenin haramlığıdır. Meselâ: Haç takınmak, Hristiyanların bir alamet-i fârikasıdır. Küffar'a ta'zim ve küfrü teyid niyetiyle "Haç takınan" kimse kâfir olur. Zira Haç işareti, Hz. İsa (as)'ın çarmıha gerildiği akaidinin simgesidir. Halbuki Nass'la sabittir ki, Hz. İsa (as) çarmıha gerilmemiştir. Haç işaretini boynuna takan bir kimse, nass'ı yalanlama durumundadır.  Kur'an-ı Kerim´e Hakaret Etmek ve Pisliğe Atmak   Kasden ve taammüden Kur'ân-ı Kerîm'in tamamını veya bir kısmını pisliğe atmak, insanı küfre sürükleyen bir fiildir. Zira bu fiildeki hakaret unsuru, inkârın bir neticesidir. Ayrıca alay etmek niyetiyle; def ve ney gib...

Veliahd Abdülmecid efendi, böyle bir Hilâfet’i seve seve kabul etti

Resim
Kesilen kafalar  ve  Saltanatın kaldırılması Vahideddin Han, mektepten Saltanat’a ve Hilâfete bağlılık yeminleri ederek mezun olan ve orduya katılan Refet Paşa’dan ettiği yemine sadakat beklemektedir, fakat bu beyhude bir bekleyiştir. Zir a Sultan’ın bileti 1 Kasım günü bir daha geriye dönülemeyecek bir biçimde kesilmiştir. Refet Paşa, ise sadece bir elçidir ve tebliği için oradadır. Ankara’dan kesin emir almıştır. Millî Mücadele’yi en başından beri destekleyen, besleyen hatta 2. İnönü Zaferi’nden sonra Anadolu’daki gazilere ulaştırmak üzere açılan yardım kampanyalarına hanedanın bütün üyeleri ile birlikte bir numaralı bağışçı sıfatıyla katılan, büyük zafer neticesinde Dolmabahçe Sarayı’nda kıldığı şükür namazına ve indirilen hatimlere rağmen Sultan Mehmed Vahideddin Han, değişen sosyal şartlar itibariyle Ankara’daki TBMM’de 1922’nin sonundan itibaren artık tüm kötülüklerin müsebbibi olarak görülüyor ve tahtında hatta memlekette bir dakika bile kalmaması noktasında konuşmalar ...

Her müslümanın öğrenmesi, inanması ve tâbi olması lazım olan farzlar 54 farz

Resim
54 Farz Sual: 54 farz hangileridir?  CEVAP:  İslam âlimleri, her müslümanın öğrenmesi, inanması ve tâbi olması lazım olan farzlardan elli dört adedini seçmişlerdir.  54 farz şunlardır:  1- Allah'ı daima zikretmek.   2- Helal kazanılmış elbise giymek   3- Abdest almak.   4- Beş vakit namaz kılmak.   5- Cünüplükten gusletmek.   6- Rızk için Allah'a tevekkül (itimad) etmek.   7- Helalden yeyip içmek.   8- Allah'ın taksimine kanaat etmek.   9- Tevekkül etmek.  10- Kazaya (yani Allah'ın hükmüne) razı olmak.  11- Nimete karşılık şükretmek.  12- Belaya sabretmek.  13- Günahlara tevbe etmek.  14- İbadetleri ihlas ile yapmak.  15- Şeytanı düşman bilmek.  16- Kur'an-ı delil tanımak.  17- Ölüme hazırlıklı olmak.  18- İyiliği emredip kötülükten alıkoymak.  19- Gıybet etmemek, kötü şeyleri dinlememek.  20- Anaya-babaya iyilik ve itaat etmek. ...

Bir Veli, Asla Bir Nebi´nin Derecesine Ulaşamaz

Resim
Zira Nebi'ler bazı sıfatlarla, insanlardan ayrılırlar. 249 Allahû Teâla (cc)'nın emir ve nehiyleri altında sızlanmamak, sabretmek ve her an imtihan üzere olduğunu hatırda tutarak; "ihsan" makamına ulaşmak her mü'minin görevidir. Resûl-i Ekrem (sav) ve Sahâbe-i Kirâm'ın zühd ve takva hususunda ne kadar titiz oldukları malûmdur. Esasen Zühd; insanı Allahû Teâla (cc)'ya kulluktan alıkoyan herşeyi terketmektir. İbn-i Abidin "Şeriat, târikat ve hakîkat" ıstılâhlarını izah ettikten sonra: "Bu üç şeyden murâd, kuldan beklenen kulluk vazifesinin beklendiği şekilde yapılmasıdır"(235) hükmünü beyan ediyor. İmam Ebû Yusr Muhammed Pezdevi (rha): "Şeriat hakîkattir, hakîkat şeriattan başka değildir"(236) buyuruyor. Şer'i şerife ihlâsla sarılan ve insanları Allahû Teâla (cc)'nın dini uğruna cihad'a çağıran mürşid-i kâmil'ler devamlı mevcuddur. İslâmî ıstılahta: "Bütün kalbi ile Allahû Teâla (cc)'ya yönelen mü'mi...
WhatsApp Logo WhatsApp
İletişim
Vedat Bilik