Miraç kandilimiz mübarek olsun! Kalplerimiz imanla dolsun!

mirac-mescidi-aksa

Miraç Hadisesi

Allah’ın emriyle Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) ruhen ve bedenen, Burak isimli semavi bir binekle Cebrail (aleyhisselam) ile birlikte Mekke’deki Mescid–i Haram’dan Kudüs’teki Mescid–i Aksa’ya kadar yapmış olduğu gece yolculuğuna (buna İsra denilir) oradan da bir mi’racla (manevi asansör) yedi kat göklere yükselip ta Sidretü’l–Münteha’ya ulaşması ve burada Cebrail’i arkada bırakıp Refref denilen ledünni binekle Allah’ın huzuruna varıp O’nun Zat–ı Akdes’ini yakinen müşahede etmesi ve konuşması olaylarına Mi’rac denilir.

İki aşamalı bu gökler ötesi yolculuk, peygamberliğin 12. yılında, hicretten 18 ay önce, mübarek üç ayların ilki olan Recep ayının 27. gecesinde gerçekleşmiştir. Ebu Talip’in ve Hatice validemizin vefatı ile çok hüzünlenen, müşriklerin üç yıl süren ablukası ve Taiflilerin saldırıları karşısında daralan Allah Rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem) ve mü’minler, bu mi’rac olayı ile çok muhteşem bir teselliye  nail olmuştur.


Kur'an–ı Kerim’de İsra suresi (17/1) bu İsra olayını anlatır. Necm suresi de İsra’nın devamı olan Mi’rac hadisesini anlatır. Ayetlerde biraz da kapalı olarak anlatılan bu esrarengiz yolculuğu, Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bir çok hadislerinde detaylarıyla anlatmışlardır. Bir gece Kabe–i Muazzama’nın Hatim mevkiinde yatarken, Cebrail (aleyhisselam) gelip mübarek göğüslerini yardı, kalbini zemzem suyu ile yıkadıktan sonra içini iman ve hikmetle doldurup eski haline koydu. Sonra beyaz bir binek Burak ile (normalde bir aylık mesafedeki) Mescid–i Aksa’ya uçtular. Orada bütün peygamberlerin ruhlarına imam olup namaz kıldırdı. Bu, onların şeriatlerinin asıllarına mutlak varis olduğunu ifade ediyordu. Bir de kendisine su, şarap ve süt takdim edildi. O, fıtri ve tabii olan sütü içti. Bu ise ümmetinin doğru yola iletildiğini ifade ediyordu. Ardından yüceliklere yükseltici bir mi’rac (manevi asansör) ile göklere çıkartılıp yedi kat semaları bir bir dolaştırılmıştır. 1. kat semada: Hz. Adem’le, 2. kat semada:  Hz. İsa ve Hz. Yahya, 3. kat semada:  Hz. Yusuf, 4. kat semada:  Hz. İdris, 5. kat semada:  Hz. Harun, 6. kat semada:  Hz. Musa ve 7. kat semada:  Hz. İbrahim ile görüştü. Melekleri, Cennet ve Cehennem’e kadar bütünüyle ahiret hayatını müşahede etti. Bütün mülk ve melekut alemlerini dolaştı. Cebrail (aleyhisselam) daha sonra Peygamber efendimizi (sallallahu aleyhi ve sellem) daha da yükseklere çıkardı, öyle bir fezaya vardılar ki kaderleri yazan kalemlerin cızırtıları duyuluyordu. Nihayet varlıklar aleminin son sınırı olan Sidretü’l–Münteha’ya ulaştılar. Cebrail (aleyhisselam): “İşte burası Sidretü’l–Münteha’dır. Ben buradan bir parmak ucu ileri geçecek olursam, yanarım.” dedi. Peygamber efendimize (sallallahu aleyhi ve sellem) Sidre’de dört kutsal nehir ve her gün yetmiş bin meleğin ziyaret ettiği Beyt–i Ma’mur gösterildi. Sonra kendisine şarap, süt ve bal dolu üç bardak sunuldu. O, yine sütü tercih etti. İçtiği süt, onun ve ümmetinin fıtratı, yani hilkat–i İslamiyesiydi. Ayrıca şehitlerin ve muttakilerin cenneti olan Cennetü’l–Me’va’yı temaşa etti.

Kaynak : Sorularla Islamiyet

Yorumlar