Kayıtlar

ashab etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hangi iman daha güzeldir?

Resim
Rasulullah ( sallallahu aleyhi ve sellem ) Ashab-ı Kiram'a ''Hangi iman daha güzeldir?" diye sordu.  Onlar, ''Meleklerin îmanı'' diye cevap verdiler.  O, "Onlar melekût alemini gördükleri halde onların imanında şaşılacak ne var?'' buyurdu. Sahabe-i kiram "Öyleyse peygamberlerin imanıdır" dediler.  O, "Onlar Allah'ın hitabını işitiyorlar bunda şaşacak ne var?" buyurdu.  Bunun üzerine onlar, "Bizim imanımız" dediler. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) "Siz  beni ve mucizeleri gördünüz, sizin imanınızda şaşacak ne var?" buyurdu. Bunun üzerine sahabe-i kiram, "Ya Rasulullah, hangi iman daha g ü zeldir?" diye sordular. R asulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) " Benden sonra gelecek olan ve beyaz bir kağıt üzerindeki satırlara iman edecek olanların imanıdır." buyurdu. Ebû Said'l-hudri (r.a) şöyle anlattı:  Bir adam Rasulullah'a  (sallallahu aleyhi ve sellem) " Ya ...

En çok hadîs-i şerîf rivâyet eden sahâbî.

Resim
Ebû Hüreyre En çok hadîs-i şerîf rivâyet eden sahâbî. Ebû Hüreyre Hicretin 7. senesinde Müslüman oldu. Gençliğinde fakîrlik ve sıkıntı içinde yaşamıştır. Müslüman olduğunda 30 yaşını geçmişti. Yemen’deki Devs kabîlesinin ileri gelenlerinden ve meşhûr şâir olan Tufeyl bin Amr vâsıtasıyla Müslüman oldu. Tufeyl bin Amr, Peygamber efendimizin duâsı ve emri üzerine kabîlesini İslâma da’vet edince, i lk kabûl eden Ebû Hüreyre oldu. Bundan sonra Tufeyl bin Amr, îmân edenlerle birlikte Yemen’den ayrıldı. Yetmiş kişiden fazla Müslüman, bir kâfile hâlinde Medîne’ye geldiler. Ey yolculuk gecesi! Ebû Hüreyre bir an önce Peygamberimizi görmek, O’na kavuşmak aşkıyla yanıyordu. Yolculuğun uzun sürmesinden sıkılıyor, sabırsızlanıyor; - Ey yolculuk gecesi! Bıktım yolun uzunluğundan ve sıkıntısından. Fakat bu yolculuktur kurtaran beni, küfür inkâr yurdundan, ma’nâsında şiirler söylüyordu. Kâfile, Medîne’ye geldiği sırada, Peygamber efendimiz Hayber’in fethine gitmişti. Ebû Hüreyre bu gelişini şöyle anla...

Müctehidlerin En Büyüğü

Resim
İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe dir. Eshâb-ı kirâmdan sonra gelen müctehidlerin en büyüğü, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfedir. Bu büyük imâm, her hareketinde, vera’ ve takvâ üzere idi. Her işinde Peygamber Efendimize tam ma’nâsı ile tâbi’ idi. İctihâd ve istinbâtda, öyle yüksek bir dereceye ulaşmışdı ki, buraya kimse varamadı.  Kendisinden dahâ önceleri, dahâ âlim ve dahâ yüksek kimseler geldi ise de, onların zamanında sapıtmalar yayılmamış olduğundan, doğruyu ayıracak mi’yârlar hâzırlamamışlar, diğer daha kıymetli işlerle uğraşmışlardır.  İmâm-ı Şâfi’î hazretleri, İmâm-ı a’zamın ictihâdının inceliğinden, az birşey anlıyabildiği içindir ki, “Bütün müctehidler, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfenin çocuklarıdır” demişdir. Îsâ aleyhisselâm, kıyâmete yakın bir zamanda, gökden inerek, Muhammed aleyhisselâmın dînine göre hareket edecek ve Kur’ân-ı kerîmden ahkâm çıkaracakdır. İslâm büyüklerinden imâm-ı Muhammed Pârisâ hazretleri buyuruyor ki, “Îsâ aleyhisselâm gibi büyük bir Peygamberin, ictihâd ile çıkaraca...

Cebrail Aleyhisselam Yanlışı Düzeltirdi

Resim
Dinimizin emir ve yasaklarınınhepsi Kur’ân-ı kerîmden çıkmaktadır.   Kur’ân-ı kerîm, bütün Peygamberlere gönderilmiş olan, bütün kitâblardaki ahkâmı ve dahâ fazlasını kendisinde toplamakdadır. Kur’an-ı kerimdeki ahkam üç kısımdır: Birinci kısım, ilim ve akıl sahiblerinin anlıyabileceği açık hükümler. Kur’ân-ı kerîmdeki ikinci kısım ahkâm açıkca anlaşılmaz. İctihâd yolu ile meydâna çıkarılabilir.  İctihadda, Eshâb-ı kirâmdan biri, Peygamberimize uymayabilirdi. Fakat bu ahkâm, Peygamberimiz zamânında hatâlı ve şübheli olamazdı. Çünkü, Cebrâîl “aleyhisselâm” gelerek, yanlış olan ictihâdlar, Allahü teâlâ tarafından hemen düzeltilir, hak ile bâtıl birbirinden hemen ayrılırdı. Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” âhırete teşrîfinden sonra meydâna çıkarılan ahkâm ise, böyle olmayıp, doğru ile yanlış ictihâdlar karışık kaldı.  Bundan dolayıdır ki, vahy zamanında ictihâd olunan ahkâmı, hem yapmak, hem de inanmak lâzımdır. Peygamberimizden sonra ictihâd olunan ahkâmı da ya...

Birgün bir sahabe, Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in (sav) huzuruna gelerek

Resim
PEYGAMBERİMİZİ AĞLATAN BİR OLAY Birgün bir sahabe, Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in (sav) huzuruna gelerek cahiliye devrine ait bir vahşiliği şöyle dile getirir:- Ya Resulallah! Biz cahiliye devrinde kız çocuklarımızı diri diri toprağa gömerdik. Benim de bir kız çocuğum vardı. Annesine, “Bunu giydir, dayısına götüreceğim” dedim. (Kadın bunun ne demek olduğunu iyi bilirdi. Ciğerparesi,  biricik evladı biraz sonra bir kuyuya atılacak ve orada çırpına çırpına can verecekti. Ne var ki, kadının böyle bir canavarlığın önüne geçme imkânı yoktu. Yapabileceği tek şey, için için ağlayıp kanlı gözyaşı dökmekti). Hanımım dediğimi yaptı. Çocuk gerçekten dayısına gideceğini zannediyor ve cıvıl cıvıl koşuşuyordu.Çocuğun elinden tutup daha önce kazdığım bir kuyunun yanına getirdim. Ona kuyuya bakmasını söyledim. O tam kuyuya bakayım derken, sırtına bir tekme vurdum ve onu kuyuya yuvarladım. Fakat her nasılsa, eliyle kuyunun ağzına tutundu. Bir taraftan çırpınıyor..., diğer taraftan da “Babacığım ...
WhatsApp Logo WhatsApp
İletişim
Vedat Bilik