Kayıtlar

mezhep etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Cahillerin Dinde Söz Sahibi Olması

Resim
Müslümanlar uyanık olmalı Kıyâmet alâmetlerinin, şimdi çoğu çıkmış, her yere yayılmıştır. Cahillerin çoğalmas ı , ilim adamların ın  azalması,  cahillerin dinde söz sâhibi olup herkese yanlış yol göstermesi  bu  alâmetlerdendir .  Bunun için   Müslümanlar uyanık olmalıdır. Her söze güvenmemelidir. Hutbelerde, kitaplarda ve gazetelerde, “Ehl-i Sünnet” âlimlerini ve bunların kitaplarını bildirmeyip, âyet-i kerîmelerden ve hadîs-i şerîflerden, kendi kafalarına göre ma’nâ çıkaranlara inanmamalıdır.   Mezhebsizler, yâ bid’at sahibi sapıktır, yâhud kâfirdir. Bunların her ikisi de  her zaman din adamı kılığına girerek Müslümanları aldatmışlar, doğru yoldan çıkarmışlardır. Mezhebsizlerin bildirdikleri âyet-i kerîmelere ve hadîs-i şerîflere, ehl-i sünnet âlimlerinin nasıl ma’nâ verdiklerini aramalı, işin doğrusunu öğrenmelidir.  Bunun için güvenilen, fıkıh “İlm-i Hâl” kitaplarını okumalıdır. Ehl-i sünnet âlimleri, âyet-i kerîmeleri...

Resulullahın Yolu

Resim
Müslümanların yükselmelerini, ilerlemelerini baltaladılar.  Peygamberimizin yolu, Kur'an-ı kerim ile hadis-i şerifler ile ve müctehidlerin ictihadları ile gösterilen yoldur. Bu üç vesika, bir de, İcma-ı ümmet vardır ki, Eshab-ı kiramın ve Tabiinin sözbirliğine denir. Bir hüküm üzerinde, dört mezhebin ictihadları arasında icma hasıl olursa, bu icmaa da inanmak gerekir, innamıyan küfre girer. (Mektubat c.2, m. 36)  İslâm âlimleri yanlış birşey üzerinde ittifakta bulunmazlar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Ümmetim dalalet üzerinde birleşmez.” (İ.Ahmed). Bu dört vesikaya Edille-i şerıyye denir. Bunların dışında kalan herşey bid'attir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Ümmetim yetimşüç fırkaya ayrılacak, bunlardan yalnız biri Cennete girecektir. Bunlar, benim ve Eshabımın yolunda olanlardır.” (İbni Mace)  Bu ayrılık, usulde, imanda olan ayrılıktır. Eshab-ı kiramdan sonra, yeni müslüman olanlardan bir kısmının imanıları bozuldu. Eshab-ı kiramın doğru imanından ayrıldılar. Dalalet ...

Hilafet Yıkıldıktan Sonra Büyük Bozukluklar Başladı

Resim
1924'te Hilafet'in ilgasından ve İslam'ın 101'inci son Halifesi Abdülmecid bin Abdülaziz Han'ın kovulmasından sonra Müslümanlar başsız ve hiyerarşisiz kaldı. Medaris-i İslamiyenin (İslam medreselerinin) kapatılması ve kırk bin talebe-i ulumun sokağa atılması Ümmet'in belini kırdı. Şeriata bağlı tasavvuf tarikatlarının yasaklanması korkunç bir darbe oldu. Müslümanlar başsız, hiyerarşisiz, denetimsiz kaldı. Osmanlıdan kalma icazetli ulema, fukaha ve şeyhler karanlıklar devrinde bin sıkıntıya ve zulme göğüs gererek, zindanlarda sürünerek, bazen canların feda ederek din, iman, Kur'an, Sünnet, fıkıh, Şeriat için çalıştılar. Sayleri meşkur olsun, Allah onlara rahmet eylesin. Onlar da bu dünyadan göçüp gittikten sonra Ümmet-i Muhammed dehşetli bir fetret çağı yaşamaya başladı. Ehl-i Sünnet ve Cemaat sarsıldı. Ortaya bir sürü müctehid taslağı ve bozuk fırka çıktı. Re'y ve heva üzere yazılmış Kur'an mealleri, tercümeleri, tefsirleri, bozuk din kitapları yayın...

Allahü teâlâ ve Peygamberi

Resim
Açık Bildirilmeyişin Sebebi Allahü teâlâ ve Peygamberi, mü’minlere merhamet ettikleri için, ba’zı işlerin nasıl yapılacağı, Kur’ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açık bildirilmedi. Açıkca bildirilse idi, öylece yapmak farz ve sünnet olurdu. Farzı yapmıyanlar günâha girer, farza ve sünnete kıymet vermiyenler de kâfir olurdu. Mü’minlerin hâli güç olurdu.  Böyle işleri, açık bildirilmiş bulunanlara benzeterek işlemek lâzım olur. Din âlimleri arasında, işlerin nasıl yapılabileceğini, böyle benzeterek anlıyabilenlere, “Müctehid” denir. Müctehidin, bir işin nasıl yapılacağını anlamak için, son gayreti ile uğraşarak görüşüne, doğruya en yakın zannına göre amel etmesi, kendine ve ona uyanlara vâcib olur. Ya’nî, âyet-i kerîmeler ve hadîs-i şerîfler, böyle yapmağı emir etmektedir.  Müctehid, bir işin nasıl yapılacağını anlamağa çalışırken yanılırsa, günâh olmaz. Sevâb olur. Uğraşmasının sevâbını kazanır. Çünkü, insana gücü, kuvveti yetdiği kadar çalışması emir olundu. Müctehid yanılırs...

Fıkhın Kurucusu İmâm-ı Azam Ebû Hanîfe'dir

Resim
Bir müctehidin çıkardığı ahkâmın hepsine “Mezheb” denir. Ehl-i sünnetin reîsi, fıkhın kurucusu, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfedir . Bütün dünyâda tatbîk olunan ahkâm-ı islâmiyyenin dörtde üçü, onundur. Kalan dörtte birinde de, ortaktır. İslâmiyette ev sâhibi, âile reîsi odur. Bütün diğer müctehidler, onun çocuklarıdır.  Bir müctehidin çıkardığı ahkâmın hepsine “Mezheb” denir. Ehl-i sünnetin yüzlerce mezhebinden, bugün dört imâmın mezhebi kitâblara geçmiş olup, diğerleri kısmen unutulmuşdur.  Bu dört imâmın, Ebû Hanîfe, Mâlik bin Enes Esbahî, Muhammed Şâfi’î, Ahmed bin Hanbel’dir. Müctehid olmıyanların bütün hareketlerinde ve ibâdetlerinde, bu dört mezhebden birinde bulunması lâzımdır. Demek ki, Peygamberimizin yolu, Kur’ân-ı kerîm ile ve hadîs-i şerîfler ile, ya’nî sünnet ile ve müctehidlerin ictihâdları ile gösterilen yoldur.  Dîn-i islâm, nakil yolu ile bizlere gelmişdir. Nakilde, edille-i şerriyedir. Bunun dışındaki deliller geçerli değildir. Mesela, tesavvuf büyüklerinin kal...

Mezheblerin Kaynağı Olan Kıyas

Resim
”Onlara, öf sıkıldım demeyin!”  Ehli sünnete göre mezhebler, dinin dört kaynağı olan Kıyas üzerine bina edilir. Kıyas, birşeyi başka şeye benzetmek demektir. Fıkhta, nasstan(Kur’an-ı kerimden, Hadis-i şeriflerden) anlaşılamıyan birşeyin hükmünü, bu şeye benziyen başka şeyin hükmünden anlamak demektir.  Kıyas, Kur'an-ı kerimin ve hadis-i şeriflerin, derin, örtülü manalarını meydana çıkarmaktır. Eshab-ı kiram da kıyas yapar, onların da ayrı mezhebleri var idi. Beydavi tefsirinde kıyas ve icmaın, İmran suresinin 108. ayetinde emredildiği yazılıdır. İbni Abidin hazretleri, “Kıyas ile anlaşılan bilgileri kabul etmiyen, doğru yoldan saparak bid'at ehli olur, muhakkak Cehenneme girer” buyuruyor.  Kıyasın delil olduğu aklen ve naklen sabittir. (Fatebiru) ayet-i kerimesine, “Bilmediklerinizi, bildiklerinize kıyas edin” manası verilmiştir. Bu ayet-i kerimenin, kıyasın caiz ve gerektiğini bildirdiği, Beydavi tefsirinde yazılıdır.  Araf suresinin, “Allahü teâlâ, rüzgarı, rahmeti...

Cahillerin Dinde Söz Sahibi Olması

Resim
Müslümanlar uyanık olmalıdır. Kıyâmet alâmetlerinin, şimdi çoğu çıkmış, her yere yayılmışdır. Bu alâmetlerden biri, câhiller çoğalacak, ilim adamları azalacakdır. Câhiller, dinde söz sâhibi olup, herkese yanlış yol göstereceklerdir.  Bunun için Müslümanlar uyanık olmalıdır. Her söze güvenmemelidir. Hutbelerde, kitâblarda ve gazetelerde, “Ehl-i sünnet” âlimlerini ve bunların kitâblarını bildirmeyip, âyet-i kerîmelerden ve hadîs-i şerîflerden, kendi kafalarına göre ma’nâ çıkaranlara inanmamalıdır.  Mezhebsizler, yâ bid’at sâhibi sapıkdır, yâhud kâfirdir. Bunların her ikisi de, her zaman din adamı kılığına girerek Müslümanları aldatmışlar, doğru yoldan çıkarmışlardır. Mezhebsizlerin bildirdikleri âyet-i kerîmelere ve hadîs-i şerîflere, Ehl-i sünnet âlimlerinin nasıl ma’nâ verdiklerini aramalı, işin doğrusunu öğrenmelidir.  Bunun için de, güvenilen, fıkıh “İlm-i hâl” kitâblarını okumalıdır. “Ehl-i sünnet” âlimleri, âyet-i kerîmelerin ve hadîs-i şerîflerin hepsini incelemiş, k...
WhatsApp Logo WhatsApp
İletişim
Vedat Bilik