Kayıtlar

muctehid etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kur’an-ı Kerim’deki ahkam üç kısımdır

Resim
Dinimizin emir ve yasaklarının hepsi Kur’an-ı Kerim’den çıkmaktadır. Kur’an-ı Kerim, bütün peygamberlere gönderilmiş olan, bütün kitaplardaki ahkamı ve daha fazlasını kendisinde toplamaktadır. Kur’an-ı Kerim’deki ahkam üç kısımdır: Birinci kısım ahkam , ilim ve akıl sahiblerinin anlayabileceği açık hükümler. İkinci kısım ahkam , açıkca anlaşılamayan hükümler. Bunlar, ictihad yolu ile meydana çıkarılabilir.  İctihadda, Eshab-ı kiramdan biri, Peygamberimize (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) uymayabilirdi. Fakat bu ahkam, Peygamberimiz zamanında hatalı ve şübheli olamazdı. Çünkü, Cebrail (Aleyhisselam) vasıtasıyla, yanlış olan ictihadlar, Allahu Teala tarafından hemen düzeltilir, hak ile batıl birbirinden hemen ayrılırdı. Peygamber efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ahirete teşrifinden sonra meydana çıkarılan ahkam ise, böyle olmayıp, doğru ile yanlış ictihadlar karışık kaldı. Bundan dolayıdır ki, vahiy zamanında ictihad olunan ahkamı, hem yapmak, hem de inanmak lazımdır. Peyg...

Cahillerin Dinde Söz Sahibi Olması

Resim
Müslümanlar uyanık olmalı Kıyâmet alâmetlerinin, şimdi çoğu çıkmış, her yere yayılmıştır. Cahillerin çoğalmas ı , ilim adamların ın  azalması,  cahillerin dinde söz sâhibi olup herkese yanlış yol göstermesi  bu  alâmetlerdendir .  Bunun için   Müslümanlar uyanık olmalıdır. Her söze güvenmemelidir. Hutbelerde, kitaplarda ve gazetelerde, “Ehl-i Sünnet” âlimlerini ve bunların kitaplarını bildirmeyip, âyet-i kerîmelerden ve hadîs-i şerîflerden, kendi kafalarına göre ma’nâ çıkaranlara inanmamalıdır.   Mezhebsizler, yâ bid’at sahibi sapıktır, yâhud kâfirdir. Bunların her ikisi de  her zaman din adamı kılığına girerek Müslümanları aldatmışlar, doğru yoldan çıkarmışlardır. Mezhebsizlerin bildirdikleri âyet-i kerîmelere ve hadîs-i şerîflere, ehl-i sünnet âlimlerinin nasıl ma’nâ verdiklerini aramalı, işin doğrusunu öğrenmelidir.  Bunun için güvenilen, fıkıh “İlm-i Hâl” kitaplarını okumalıdır. Ehl-i sünnet âlimleri, âyet-i kerîmeleri...

Anlamadığınız Akıl Erdiremediğiniz Hususlarda Tabi Olunuz

Resim
“Akıl ı n ı z ı n Erdiremediğiniz Hususlarda Tabi Olunuz!” Haş suresinin ikinci ayetinde,”Ey akıl sahipleri! Akıl erdiremediğiniz mes'elelerde, onları bilen ve derinliklerine tâm ermiş olanlara tâbi olunuz” buyurulmaktadır. Burada tabi olunması emredilen kimseler, müctehidlerdir.  İctihâd makamına varmış bulunan bu yüksek kimseler, kendi ictihâdlarına göre hareket etmek mecbûriyetindedir. Başka müctehidlerin ictihâdlarına tâbi olamazlar. Hattâ Peygamberlerin zamanlarında da, sahâbîlerden biri, kendi Peygamberinin ictihâdına uymıyan ictihâdda bulunursa, kendi ictihâdına göre hareket ederdi.  Sen bizi koru  Burada bir suâl sorulabilir. Peygamberler de ictihâd eder mi idi? Evet, onlar da, Allahü teâlânın açıkça bildirmediği emirleri, açık bildirilmiş olan emirlere kıyâs ederek, benzeterek ictihâd ederlerdi. Fakat ictihâdlarda hatâ edip yanılmak ihtimali olduğundan, ictihâdlarında hatâ ederlerse, Allahü teâlâ, derhâl Cebrâîl aleyhisselâmı göndererek, hatâları vahy ile düzelt...

Anlamadığınız Akıl Erdiremediğiniz Hususlarda Tabi Olunuz

Resim
“Akıl ı n ı z ı n Erdiremediğiniz Hususlarda Tabi Olunuz!” Haş suresinin ikinci ayetinde,”Ey akıl sahipleri! Akıl erdiremediğiniz mes'elelerde, onları bilen ve derinliklerine tâm ermiş olanlara tâbi olunuz” buyurulmaktadır. Burada tabi olunması emredilen kimseler, müctehidlerdir.  İctihâd makamına varmış bulunan bu yüksek kimseler, kendi ictihâdlarına göre hareket etmek mecbûriyetindedir. Başka müctehidlerin ictihâdlarına tâbi olamazlar. Hattâ Peygamberlerin zamanlarında da, sahâbîlerden biri, kendi Peygamberinin ictihâdına uymıyan ictihâdda bulunursa, kendi ictihâdına göre hareket ederdi.  Sen bizi koru  Burada bir suâl sorulabilir. Peygamberler de ictihâd eder mi idi? Evet, onlar da, Allahü teâlânın açıkça bildirmediği emirleri, açık bildirilmiş olan emirlere kıyâs ederek, benzeterek ictihâd ederlerdi. Fakat ictihâdlarda hatâ edip yanılmak ihtimali olduğundan, ictihâdlarında hatâ ederlerse, Allahü teâlâ, derhâl Cebrâîl aleyhisselâmı göndererek, hatâları va...

Sahabe-i Kiram´ı Ancak Hayırla Anarız

Resim
Sahabe-i Kiram   Resûl-i Ekrem (sav)'e bey'at ederek; bütün yeryüzü müstekbirlerine karşı cihad eden Sahabe-i Kirâm'ı ancak hayırla anarız. Bilindiği gibi sahâbe: "Hz. Muhammed (sav)'e mü'min olarak mülâki olan, sohbetinde bulunan ve daha sonra mü'min olarak ölen şahıslara verilen isimdir." İmam-ı Muhammed (rha) "Emirlerle birlikte cihad"ı izah ederken: "Sahâbe-i Kiram hakkında hayırlı sözlerden başkasının söylenmemesi hususunda Resûl-i Ekrem (sav)'den meşhur bir hadîs-i şerifin mevcud olduğunu kaydettikten sonra: "Ashabım hakkında Allahû Teâla (cc)'dan korkun!.. Onları hedef edinmeyin. Kim onları severse, muhakkak beni de sevmiş olur ve kim onlara eziyet ederse, Alettahkik bana da eziyet etmiştir" hadîs-i şerifini zikrediyor. Hanefî fûkahasından Molla Hüsrev: "Selef-i salihin'e açıkça küfreden kimsenin de şahidliği kabul edilmez. Selef-i Salihin; sahâbe-i kirâm ve müctehid ulemâdır. Allahû Teâla (cc) hepsinde...

Eshâb-ı Kirâm Hangi Mezhebde idi?

Resim
Eshâb-ı Kirâm Hangi Mezhebde idi? Ehli sünnet dışı bozuk fırkalar ve onların kitâblarını okuyanlar, “Mezhebler ikinci asırda meydâna çıktı. Eshâb ve Tâbi’in, hangi mezhebde idi? Mezheplere lüzum yok. Arapça bilen herkes Kur’an-ı kerimi okuyup buna göre amel edebilir. Arapça bilmeyen de mealinden okuyup öğrenir ” gibi sözlerle işin aslını bilmeyen cahilleri etki altına alarak kafalarını karıştırmak istiyorlar. Mezhebin ne olduğunu bilen bunlara güler geçer. Bunların art niyyetli olduklarını anlar.  Mezheb imâmı demek, Kur’ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerde açıkca bildirilmiş olan din bilgilerini, Eshâb-ı kirâmdan işiterek toplıyan, kitâba geçiren büyük âlim demekdir. Açıkca bildirilmemiş olan bilgileri de, açık bildirilmiş olanlara benzeterek meydâna çıkarmışdır. “Hadîka” kitâbında diyor ki; “Bilinen dört imâm zamanında, başka mezheb imâmları da vardı. Bunların da mezhebleri vardı. Fakat, bunların mezheblerinde olanlar azala azala bugün hiç kalmadı”.  Eshâb-ı kirâmın herbiri müct...

Fıkhın Kurucusu İmâm-ı Azam Ebû Hanîfe'dir

Resim
Bir müctehidin çıkardığı ahkâmın hepsine “Mezheb” denir. Ehl-i sünnetin reîsi, fıkhın kurucusu, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfedir . Bütün dünyâda tatbîk olunan ahkâm-ı islâmiyyenin dörtde üçü, onundur. Kalan dörtte birinde de, ortaktır. İslâmiyette ev sâhibi, âile reîsi odur. Bütün diğer müctehidler, onun çocuklarıdır.  Bir müctehidin çıkardığı ahkâmın hepsine “Mezheb” denir. Ehl-i sünnetin yüzlerce mezhebinden, bugün dört imâmın mezhebi kitâblara geçmiş olup, diğerleri kısmen unutulmuşdur.  Bu dört imâmın, Ebû Hanîfe, Mâlik bin Enes Esbahî, Muhammed Şâfi’î, Ahmed bin Hanbel’dir. Müctehid olmıyanların bütün hareketlerinde ve ibâdetlerinde, bu dört mezhebden birinde bulunması lâzımdır. Demek ki, Peygamberimizin yolu, Kur’ân-ı kerîm ile ve hadîs-i şerîfler ile, ya’nî sünnet ile ve müctehidlerin ictihâdları ile gösterilen yoldur.  Dîn-i islâm, nakil yolu ile bizlere gelmişdir. Nakilde, edille-i şerriyedir. Bunun dışındaki deliller geçerli değildir. Mesela, tesavvuf büyüklerinin kal...
WhatsApp Logo WhatsApp
İletişim
Vedat Bilik