Kayıtlar

sahabe etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Meleklerin Girmediği Bir Evde Yaşamaktan Allah'a Sığınırım

Resim
RAHMET MELEKLERİNİN GİRMEDİĞİ EVLER 1- Akrabalardan ilgi ve alakayı kesenin, sıla-i rahmi terkedenin evi. (Tevbe:71,Buhari) 2- Anne ve babaya itaat etmeyenin evi. (Nisa:36, Lokman:14) 3- Yetim malı yiyenin evi. (Nisa:10, Buhari ve Müslim) 4- Faizle alınan ev ve içinde faiz yenilen ev. (Bakara:275-276, Buhari) 5- İçinde köpek bulunan ev. (Buhari ve Müslim, İbni Mace) 6- Allah’ın zikredilmediğ meclisler, peygamber efendimize (sallallahu aleyhi ve sellem) salat ve selam getirilmeyen meclisler, nefsin üstün tutulduğu ve şeytanların bulunduğu evler. (Buhari, Müslim) 7- İçinde sahabeye, ölülere, rüzgara, horoza, hastalığa ve benzeri şeylere çok sövülen evler. (Buhari, Müslim, Ebu Davud) 8- İçinde resim ve heykel bulunan evler. (Buhari) 9- Allah’ı zikir dışında teğanni (nağme) yapılan, müzik aletleri bulunan ev. (İ.Ahmed) 10-İçinde çan olan ev. (Müslim, Ebu Davu ve Tirmizi) 11-İçinde bağıra çağıra, ağıt yakan kadının sesinin yükseldiği ev. (Müslim) 12-İçinde içki içilen ve kumar oynanan ev. ...

Hangi iman daha güzeldir?

Resim
Rasulullah ( sallallahu aleyhi ve sellem ) Ashab-ı Kiram'a ''Hangi iman daha güzeldir?" diye sordu.  Onlar, ''Meleklerin îmanı'' diye cevap verdiler.  O, "Onlar melekût alemini gördükleri halde onların imanında şaşılacak ne var?'' buyurdu. Sahabe-i kiram "Öyleyse peygamberlerin imanıdır" dediler.  O, "Onlar Allah'ın hitabını işitiyorlar bunda şaşacak ne var?" buyurdu.  Bunun üzerine onlar, "Bizim imanımız" dediler. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) "Siz  beni ve mucizeleri gördünüz, sizin imanınızda şaşacak ne var?" buyurdu. Bunun üzerine sahabe-i kiram, "Ya Rasulullah, hangi iman daha g ü zeldir?" diye sordular. R asulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) " Benden sonra gelecek olan ve beyaz bir kağıt üzerindeki satırlara iman edecek olanların imanıdır." buyurdu. Ebû Said'l-hudri (r.a) şöyle anlattı:  Bir adam Rasulullah'a  (sallallahu aleyhi ve sellem) " Ya ...

Anlamadığınız Akıl Erdiremediğiniz Hususlarda Tabi Olunuz

Resim
“Akıl ı n ı z ı n Erdiremediğiniz Hususlarda Tabi Olunuz!” Haş suresinin ikinci ayetinde,”Ey akıl sahipleri! Akıl erdiremediğiniz mes'elelerde, onları bilen ve derinliklerine tâm ermiş olanlara tâbi olunuz” buyurulmaktadır. Burada tabi olunması emredilen kimseler, müctehidlerdir.  İctihâd makamına varmış bulunan bu yüksek kimseler, kendi ictihâdlarına göre hareket etmek mecbûriyetindedir. Başka müctehidlerin ictihâdlarına tâbi olamazlar. Hattâ Peygamberlerin zamanlarında da, sahâbîlerden biri, kendi Peygamberinin ictihâdına uymıyan ictihâdda bulunursa, kendi ictihâdına göre hareket ederdi.  Sen bizi koru  Burada bir suâl sorulabilir. Peygamberler de ictihâd eder mi idi? Evet, onlar da, Allahü teâlânın açıkça bildirmediği emirleri, açık bildirilmiş olan emirlere kıyâs ederek, benzeterek ictihâd ederlerdi. Fakat ictihâdlarda hatâ edip yanılmak ihtimali olduğundan, ictihâdlarında hatâ ederlerse, Allahü teâlâ, derhâl Cebrâîl aleyhisselâmı göndererek, hatâları vahy ile düzelt...

Anlamadığınız Akıl Erdiremediğiniz Hususlarda Tabi Olunuz

Resim
“Akıl ı n ı z ı n Erdiremediğiniz Hususlarda Tabi Olunuz!” Haş suresinin ikinci ayetinde,”Ey akıl sahipleri! Akıl erdiremediğiniz mes'elelerde, onları bilen ve derinliklerine tâm ermiş olanlara tâbi olunuz” buyurulmaktadır. Burada tabi olunması emredilen kimseler, müctehidlerdir.  İctihâd makamına varmış bulunan bu yüksek kimseler, kendi ictihâdlarına göre hareket etmek mecbûriyetindedir. Başka müctehidlerin ictihâdlarına tâbi olamazlar. Hattâ Peygamberlerin zamanlarında da, sahâbîlerden biri, kendi Peygamberinin ictihâdına uymıyan ictihâdda bulunursa, kendi ictihâdına göre hareket ederdi.  Sen bizi koru  Burada bir suâl sorulabilir. Peygamberler de ictihâd eder mi idi? Evet, onlar da, Allahü teâlânın açıkça bildirmediği emirleri, açık bildirilmiş olan emirlere kıyâs ederek, benzeterek ictihâd ederlerdi. Fakat ictihâdlarda hatâ edip yanılmak ihtimali olduğundan, ictihâdlarında hatâ ederlerse, Allahü teâlâ, derhâl Cebrâîl aleyhisselâmı göndererek, hatâları va...

Sahabe-i Kiram´ı Ancak Hayırla Anarız

Resim
Sahabe-i Kiram   Resûl-i Ekrem (sav)'e bey'at ederek; bütün yeryüzü müstekbirlerine karşı cihad eden Sahabe-i Kirâm'ı ancak hayırla anarız. Bilindiği gibi sahâbe: "Hz. Muhammed (sav)'e mü'min olarak mülâki olan, sohbetinde bulunan ve daha sonra mü'min olarak ölen şahıslara verilen isimdir." İmam-ı Muhammed (rha) "Emirlerle birlikte cihad"ı izah ederken: "Sahâbe-i Kiram hakkında hayırlı sözlerden başkasının söylenmemesi hususunda Resûl-i Ekrem (sav)'den meşhur bir hadîs-i şerifin mevcud olduğunu kaydettikten sonra: "Ashabım hakkında Allahû Teâla (cc)'dan korkun!.. Onları hedef edinmeyin. Kim onları severse, muhakkak beni de sevmiş olur ve kim onlara eziyet ederse, Alettahkik bana da eziyet etmiştir" hadîs-i şerifini zikrediyor. Hanefî fûkahasından Molla Hüsrev: "Selef-i salihin'e açıkça küfreden kimsenin de şahidliği kabul edilmez. Selef-i Salihin; sahâbe-i kirâm ve müctehid ulemâdır. Allahû Teâla (cc) hepsinde...

Resulullahın Yolu

Resim
Müslümanların yükselmelerini, ilerlemelerini baltaladılar.  Peygamberimizin yolu, Kur'an-ı kerim ile hadis-i şerifler ile ve müctehidlerin ictihadları ile gösterilen yoldur. Bu üç vesika, bir de, İcma-ı ümmet vardır ki, Eshab-ı kiramın ve Tabiinin sözbirliğine denir. Bir hüküm üzerinde, dört mezhebin ictihadları arasında icma hasıl olursa, bu icmaa da inanmak gerekir, innamıyan küfre girer. (Mektubat c.2, m. 36)  İslâm âlimleri yanlış birşey üzerinde ittifakta bulunmazlar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Ümmetim dalalet üzerinde birleşmez.” (İ.Ahmed). Bu dört vesikaya Edille-i şerıyye denir. Bunların dışında kalan herşey bid'attir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Ümmetim yetimşüç fırkaya ayrılacak, bunlardan yalnız biri Cennete girecektir. Bunlar, benim ve Eshabımın yolunda olanlardır.” (İbni Mace)  Bu ayrılık, usulde, imanda olan ayrılıktır. Eshab-ı kiramdan sonra, yeni müslüman olanlardan bir kısmının imanıları bozuldu. Eshab-ı kiramın doğru imanından ayrıldılar. Dalalet ...

Peygamberimizin sahabesini nasıl bilirsiniz?

Resim
İnsanları Değiştirmek Peygamberimizin sahabesini nasıl bilirsiniz? Hepsi birer kahraman mıydı meselâ? Hepsi aynı derecede cesur ve savaşçı ya da alim, zahid miydi? Hepsi merhametli ve müşfik ya da ciddi ve vakur muydu? Bir sahabe şablonu var mıdır, her birini içine sığdırabileceğimiz? Peygamberimiz Müslüman olan her insanı karakteriyle, kişiliğiyle yeni bir kalıba dökmeye çalışmış mıdır? Yoksa  "bir dağın yer değiştirdiğine inanın; bir adamın huy değiştirdiğine inanmayın"  sözü icabı insandan sadece yaratılıştan gelen özellikleriyle birlikte iyi bir mü'min olmasının bekleneceğini mi işaret etmiştir? Çekingenleri atak, yumuşak huyluları sert, sakinleri çevik, yavaşları hızlı yapmaya çalışmış mıdır Efendimiz? Yoksa her bir insanı doğal haliyle kabul edip, o halin barındırdığı zenginlikleri İslam için kullanmaya mı teşvik etmiştir? Meselâ Hassan b. Sabit (ra)'ten bir savaş kahramanı çıkarmaya çalışmak yerine ona "Peygamber Şairi" ünvanını verip kendisini şiirle...

Allahü teâlâ ve Peygamberi

Resim
Açık Bildirilmeyişin Sebebi Allahü teâlâ ve Peygamberi, mü’minlere merhamet ettikleri için, ba’zı işlerin nasıl yapılacağı, Kur’ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açık bildirilmedi. Açıkca bildirilse idi, öylece yapmak farz ve sünnet olurdu. Farzı yapmıyanlar günâha girer, farza ve sünnete kıymet vermiyenler de kâfir olurdu. Mü’minlerin hâli güç olurdu.  Böyle işleri, açık bildirilmiş bulunanlara benzeterek işlemek lâzım olur. Din âlimleri arasında, işlerin nasıl yapılabileceğini, böyle benzeterek anlıyabilenlere, “Müctehid” denir. Müctehidin, bir işin nasıl yapılacağını anlamak için, son gayreti ile uğraşarak görüşüne, doğruya en yakın zannına göre amel etmesi, kendine ve ona uyanlara vâcib olur. Ya’nî, âyet-i kerîmeler ve hadîs-i şerîfler, böyle yapmağı emir etmektedir.  Müctehid, bir işin nasıl yapılacağını anlamağa çalışırken yanılırsa, günâh olmaz. Sevâb olur. Uğraşmasının sevâbını kazanır. Çünkü, insana gücü, kuvveti yetdiği kadar çalışması emir olundu. Müctehid yanılırs...

En çok hadîs-i şerîf rivâyet eden sahâbî.

Resim
Ebû Hüreyre En çok hadîs-i şerîf rivâyet eden sahâbî. Ebû Hüreyre Hicretin 7. senesinde Müslüman oldu. Gençliğinde fakîrlik ve sıkıntı içinde yaşamıştır. Müslüman olduğunda 30 yaşını geçmişti. Yemen’deki Devs kabîlesinin ileri gelenlerinden ve meşhûr şâir olan Tufeyl bin Amr vâsıtasıyla Müslüman oldu. Tufeyl bin Amr, Peygamber efendimizin duâsı ve emri üzerine kabîlesini İslâma da’vet edince, i lk kabûl eden Ebû Hüreyre oldu. Bundan sonra Tufeyl bin Amr, îmân edenlerle birlikte Yemen’den ayrıldı. Yetmiş kişiden fazla Müslüman, bir kâfile hâlinde Medîne’ye geldiler. Ey yolculuk gecesi! Ebû Hüreyre bir an önce Peygamberimizi görmek, O’na kavuşmak aşkıyla yanıyordu. Yolculuğun uzun sürmesinden sıkılıyor, sabırsızlanıyor; - Ey yolculuk gecesi! Bıktım yolun uzunluğundan ve sıkıntısından. Fakat bu yolculuktur kurtaran beni, küfür inkâr yurdundan, ma’nâsında şiirler söylüyordu. Kâfile, Medîne’ye geldiği sırada, Peygamber efendimiz Hayber’in fethine gitmişti. Ebû Hüreyre bu gelişini şöyle anla...

ŞÜKREDENLER ve SABREDENLER

Resim
Ashab-ı Kiram Kuvvetli Bir İ mana ve Tam Bir Teslimiyete Sahiptiler Hifa Hatun (Rad ı yallahu anha) menkıbesi anlatılan fakat hayatı hakkında malumat verilmeyen kadın sahabelerden biridir. Medineli ve ensardan olduğu anlaşılmaktadır. Kabilesi ve doğum tarihi bilinmemektedir. Medine-i Münevvere’de güzelliği ile ün salmış bir kadındı. Bir gün Rasulullah efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) huzuruna gelip şöyle söyledi: “Ya RasulALLAH! Bana, beni cennete götürecek bir iş öğret!” Rasulullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem): “Önce biriyle evlen. Bununla dinin yarısını emniyete alırsın.” buyurdu. “Ya RasulALLAH! Benim dengim kim olur? Beni Habeş Necaşisi (kral) istedi, ben onu istemedim. Ubeydullah yüz deve ve başka şeyler de verdi, onu da kabul etmedim. Lakin siz ahirette kurtuluşumun evlilikten geçtiğini buyurdunuz. Siz kimi münasip görürseniz onunla evlenmeye razıyım.” dedi. Hifa Hatun’un (Rad ı yallahu anha) siz kimi münasip görürseniz razıyım sözünün altında, gönlünden Peyga...

Abbas Bin Ubâde

Resim
Ensarın muhaciri diye tanınan sahabî. Abbas bin Ubâde, Peygamber efendimizin davetini duyunca, Müslüman olmak için koşarak gelen Medineli ilk 12 kişiden biridir. Birinci Akabe biatında Müslüman olan altı Medineli, ikinci sene yanlarına altı arkadaş daha alıp, oniki kişi olarak Mekkeye geldiler. Şimdiden yapınız!  Peygamberimizle gece Akabede görüşmek üzere söz aldılar. Gece olu nca buluştular ve aralarında anlaştılar. Hazret-i Abbas bin Ubâde, Peygamber efendimizle yapılan anlaşmayı pekiştirmek için arkadaşlarına dedi ki: - Ey Hazrecliler! Peygamber efendimizi niçin kabul ettiğinizi biliyor musunuz? Onlarda: "Evet" cevabını verdiler. Bunun üzerine sözlerine şöyle devam etti: - Siz Onu, hem sulh, hem de savaş zamanları için kabul edip, Ona tâbi oluyorsunuz. Eğer, mallarınıza bir zarar gelince, akraba ve yakınlarınız helak olunca, Peygamberimizi yalnız ve yardımsız bırakacaksanız, bunu şimdiden yapınız!  Vallahi, eğer böyle bir şey yaparsanız dünyada ve ahirette helak olursunuz...

Müctehidlerin En Büyüğü

Resim
İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe dir. Eshâb-ı kirâmdan sonra gelen müctehidlerin en büyüğü, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfedir. Bu büyük imâm, her hareketinde, vera’ ve takvâ üzere idi. Her işinde Peygamber Efendimize tam ma’nâsı ile tâbi’ idi. İctihâd ve istinbâtda, öyle yüksek bir dereceye ulaşmışdı ki, buraya kimse varamadı.  Kendisinden dahâ önceleri, dahâ âlim ve dahâ yüksek kimseler geldi ise de, onların zamanında sapıtmalar yayılmamış olduğundan, doğruyu ayıracak mi’yârlar hâzırlamamışlar, diğer daha kıymetli işlerle uğraşmışlardır.  İmâm-ı Şâfi’î hazretleri, İmâm-ı a’zamın ictihâdının inceliğinden, az birşey anlıyabildiği içindir ki, “Bütün müctehidler, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfenin çocuklarıdır” demişdir. Îsâ aleyhisselâm, kıyâmete yakın bir zamanda, gökden inerek, Muhammed aleyhisselâmın dînine göre hareket edecek ve Kur’ân-ı kerîmden ahkâm çıkaracakdır. İslâm büyüklerinden imâm-ı Muhammed Pârisâ hazretleri buyuruyor ki, “Îsâ aleyhisselâm gibi büyük bir Peygamberin, ictihâd ile çıkaraca...

Cebrail Aleyhisselam Yanlışı Düzeltirdi

Resim
Dinimizin emir ve yasaklarınınhepsi Kur’ân-ı kerîmden çıkmaktadır.   Kur’ân-ı kerîm, bütün Peygamberlere gönderilmiş olan, bütün kitâblardaki ahkâmı ve dahâ fazlasını kendisinde toplamakdadır. Kur’an-ı kerimdeki ahkam üç kısımdır: Birinci kısım, ilim ve akıl sahiblerinin anlıyabileceği açık hükümler. Kur’ân-ı kerîmdeki ikinci kısım ahkâm açıkca anlaşılmaz. İctihâd yolu ile meydâna çıkarılabilir.  İctihadda, Eshâb-ı kirâmdan biri, Peygamberimize uymayabilirdi. Fakat bu ahkâm, Peygamberimiz zamânında hatâlı ve şübheli olamazdı. Çünkü, Cebrâîl “aleyhisselâm” gelerek, yanlış olan ictihâdlar, Allahü teâlâ tarafından hemen düzeltilir, hak ile bâtıl birbirinden hemen ayrılırdı. Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” âhırete teşrîfinden sonra meydâna çıkarılan ahkâm ise, böyle olmayıp, doğru ile yanlış ictihâdlar karışık kaldı.  Bundan dolayıdır ki, vahy zamanında ictihâd olunan ahkâmı, hem yapmak, hem de inanmak lâzımdır. Peygamberimizden sonra ictihâd olunan ahkâmı da ya...
WhatsApp Logo WhatsApp
İletişim
Vedat Bilik