Kayıtlar

Peygamber varisi Şehid İmam-ı Azam Ebu Hanife yi rahmetle anıyoruz.

Resim
Hanefiyim' Diyenler Hanefi Olsaydı' Peygamber varisi Şehid İmam-ı Azam Ebu Hanife'yi rahmetle anıyoruz. Doğumu Nesebi ve Künyesi  İmam-ı Azam Ebu Hanife, H. 80'de Kufe'de doğdu. Ebu Hanife künyesinin meşhur olmasının sebebi hakkında eski kaynaklarda yeterli bir açıklama yoktur. Ancak "Hanif" kelimesinin müennesi olan "Hanife" kelimesine nispetle bu künyenin, İslam'a tam gönül vermiş abid bir kim se olması veya Iraklılar arasında "Hanife" denilen bir divit veya yazı hokkasını devamlı yanında bulundurması sebebiyle verilmiş olduğu söylenmektedir. Hanife isminde bir kızı olduğundan bu künyeyle anıldığı söylenmişse de kabul görmemiştir. İlmi Yetişmesi Ebu Hanife Kufe'de yetişti. Gençliğinde kumaş ticaretiyle uğraştı. Bu ticaret onu ilimle uğraşmaktan alıkoymadı. Onu ilme teşvik edenin Şa'bi olduğu rivayet edilmektedir. Ebu Hanife pek çok ilim halkasına katılmış ve değerli zatlardan ilim almış olmakla beraber, onun en uzun süre h...

Kendini Türk olarak tanımlayan BAR müdavimlerine duyurulur. Genetiğine tecavüz edilmiş Gregorius Türkleri sizi...

Resim
Genetiğine tecavüz edilmiş Gregorius Türkleri sizi... (Türkler’in nasıl yıkılacağını II. Mahmud zamanında yaşayan bir Patriğin, Rus Çarı’na gönderdiği mektuptan öğrenelim.) Istanbul Patriklerinden olan Gregorius, Ikinci Mahmûd Han zamanında çıkan Rum isyanının baş plânlayıcısıydı. (Bu suçundan 1821‘de Patrikhane kapısında idam edildi.) Patrik Gregorius’un Rus Çarı Aleksandra’ya yazdığı mektup, tarihî öneme hâiz olup, önemli tespitlerde bulunması bak ımından mühimdir. Patrik, Rus Çarı Aleksandra’ya yazdığı mektupta şöyle demektedir: “Türkler’i maddeten ezmek ve yıkmak imkânsızdır. Onlar, mensub oldukları dinin gereği olarak çok sabırlı ve mukavemetli insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve izzet-i îmân sahibidirler. Bu hasletleri; dinlerine bağlılıkları ve kadere rızâ göstermeleri yanında, kumandanlarına, büyüklerine olan itaat duygularından gelmektedir. Zekîdirler ve kendilerini müsbet yolda yönetecek reislere sâhib oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Gâyet kanâatkârdırlar. Onların bütün ...

Fatiha Suresi, Müddesir suresinden sonra Mekke'de inmiştir.

Resim
Fatiha Suresi, Müddesir suresinden sonra Mekke'de inmiştir. 7 ayetten oluşmaktadır. Tam olarak inen ilk suredir. Resmi sıralamada birinci, nüzul sırası itibarıyla beşinci sûredir. Kur'an'ın ilk sûresi olduğu için açış yapan, açan manasına "Fâtiha" denilmiştir. Halk arasında yaygın olarak "El-Hamdülillah" suresi olarak da bilinir. Bu sureye "ana kitap" manasında "Ümmü'l-Kitâp", "dinin esaslarını ihtiva eden" manasında "el-Esâs" isimleri verildiği gibi, ana hatlarıyla İslâm'ı anlattığı için "el-Vâfiye" ve "el-Seb'u'l-Mesânî", birçok sırrı taşıdığı için "el-Kenz" gibi isimler de verilmiştir. Peygamberimiz "Fâtiha'yı okumayanın namazı olmaz" buyurmuştur. Bundan dolayı beş vakit namazın her rek'atında bu sûreyi okumak vâciptir. Namaz kılan her Müslüman, bu sureyi günde kırk kere okumaktadır. Bismillahirrahmanirrahim. "Elhamdü lillâhi rabbil’alemin. Err...

Secde ediyorsan oku İbretlik Bir Hikaye...

Resim
İbretlik Bir Hikaye... Okumadan Geçme ! Delinin biri camiye girer, belli ki namaz kılacak.  Ama oturmaz, meraklı ve şaşkın gözlerle etrafı süzer-dolanır. Bir oraya, bir buraya her köşeye  dikkatlice bakar ve hızla çıkar gider.. Az sonra sırtında bağlanmış odunlarla tekrar gelir camiye ve tam namaza başlamak üzere olan cemaatle birlikte saf tutar.. Ama sırtındaki odunlarla güç bela bitirir namazını. Eğilip kalktıkça yere düşen odunlar, çıkardığı ses vs. derken, tabii cemaat de rahatsız olmuştur bu durumdan.. Nihayet biter namaz, bitmesine ama her kafadan bir ses çıkar.. Herkes kıpırdanmaya, adama söylenmeye başlamıştır bile.. İmama kadar ulaşır sesler, hafiften tartışmalar… İmam aynı mahalleden, bilir az çok garibin halini, şefkatle yaklaşır meczubun yanına ve der ki: “Oğlum böyle namaz mı olur, sırtında odunlarla, sen ne yaptın? Hem kendini hem de çevreni rahatsız ettin bak, bir daha namaz kılmaya yüksüz gel olur mu?” Bunu duyan meczub melül-mahzun, ama manalı bir bakışla sora...

Alhamdulillah for everything.

Resim
I Need Allah In My Life  Alhamdulillah for everything. Just think about it for a minute. So many blessings we take for granted every single moment of our lives. The neurons in our brains function. Blood flows throughout the body at an incredible pace. Our heart pumps nonstop. Our lungs breathe to inhale oxygen and exhale carbon dioxide. Our thyroid keeps us in between extremely cold and extremely warm. Our kidneys help excrete the toxins we don't need anymore. Alhamdulillah, we have so many blessings to be thankful in our bodies alone. Alhamdulillah alhamdulillah alhamdulillah!

Ön yargıları parçalamak, atomu parçalamaktan zordur!

http://gercektarihdeposu.blogspot.com Ön yargıları parçalamak, atomu parçalamaktan zordur! Video nun sonun da gozlerinin doldugunu burnunun direginin sizladigini hissedeceksin http://gercektarihdeposu.blogspot.com

KASAS 85

Resim
KASAS/85 (Resulüm!) Kur'ân'ı (okumayı, tebliğ etmeyi ve ona uymayı) sana farz kılan Allah, elbette seni (yine) dönülecek yere döndürecektir. De ki: "Rabbim, kimin hidayetle geldiğini ve kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu en iyi bilendir."  (KASAS/85)

YAVUZ SULTAN SELİM benim ATAm

Resim
YAVUZ SULTAN SELİM 1515 yılında Dulkadiroğlu Alâüddevle’yi mağlup etmişti. Mısır Sultanı, Anadolu’daki bu fethi  protesto için Yavuz’a bir elçi gönderdi. Elçi Yavuz’a: “-Hutbelerde sultanımızın adı okunan memleketleri iade ediniz.” dedi. Yavuz haşin edasıyla cevap verdi: “-Var sultanına söyle, hutbede ve sikkede ( paralara vurulan damgada ) adının muhafazasını  Anadolu’da değil, Mısır’da düşünsün! Elçi başını eğip, alçak sesle yalvardı: “-Ben bunları sultanıma nasıl söylerim, siz bir elçi gönderseniz de o söylese… ”Yavuz gürler: “-Elçiye lüzum yok, Mısır’a ben geliyorum!” Ve çok geçmeden dediğini yapar. Bir zaman sonra Mısır’ın fethini gerçekleştirir Yavuz  Padişah’ım…

Birgün bir sahabe, Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in (sav) huzuruna gelerek

Resim
PEYGAMBERİMİZİ AĞLATAN BİR OLAY Birgün bir sahabe, Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in (sav) huzuruna gelerek cahiliye devrine ait bir vahşiliği şöyle dile getirir:- Ya Resulallah! Biz cahiliye devrinde kız çocuklarımızı diri diri toprağa gömerdik. Benim de bir kız çocuğum vardı. Annesine, “Bunu giydir, dayısına götüreceğim” dedim. (Kadın bunun ne demek olduğunu iyi bilirdi. Ciğerparesi,  biricik evladı biraz sonra bir kuyuya atılacak ve orada çırpına çırpına can verecekti. Ne var ki, kadının böyle bir canavarlığın önüne geçme imkânı yoktu. Yapabileceği tek şey, için için ağlayıp kanlı gözyaşı dökmekti). Hanımım dediğimi yaptı. Çocuk gerçekten dayısına gideceğini zannediyor ve cıvıl cıvıl koşuşuyordu.Çocuğun elinden tutup daha önce kazdığım bir kuyunun yanına getirdim. Ona kuyuya bakmasını söyledim. O tam kuyuya bakayım derken, sırtına bir tekme vurdum ve onu kuyuya yuvarladım. Fakat her nasılsa, eliyle kuyunun ağzına tutundu. Bir taraftan çırpınıyor..., diğer taraftan da “Babacığım ...

Hz. Ali bir Hristiyana misafir oldu.

Resim
Yalan Yazan Tarih utansın Hz. Ali bir Hristiyana misafir oldu. Adam üzüm getirdi. Hz. Ali üzümü yedi.Sonra üzümden yapılmış şarap getirdi. Hz. Ali buyurdu ki : Haramdır. Hristiyan dedi ki : Siz Müslümanlara şaşarım. Üzüm helal ,içki haram. Halbuki bu, bundan yapılıyor. Hz. Ali buyurdu ki : Eşin var mı. Dedi var. Kızın var mı. Dedi o da var. İkisi de gelsin buraya. Eşi ve Kızı gelince Hz. Ali buyurdu ki :Bu Kız bu Anneden dir, Ama görüyorsun ki ALLAH Annesini sana helal, Kızını ise haram kılmıştır. Hristiyan biran için duraksadı, şok olmuştu. Bütün bildiklerini sorgulamaya ve halifeye doğru ağlamaklı bakmaya başladı. Elinden öpüp Müslümanlığını ilan etti.. __________________________________ Bir ateis bir müslüman a sorar yahu yahu yobaz lar siz üzümü yersiniz pekmezi  yersiniz  şerbetini yapragını yersiniz şaraba gelince haram dersiniz bu da bun dan. Bu neyin  kafası.  Müslüman cevap verir. Sen annenin sütünü içiyorsun bokunu da yesene buda bun  dan. Sen  ne...
WhatsApp Logo WhatsApp
İletişim
Vedat Bilik