Kayıtlar

Laylat al-Qadr tr_Miraç Gecesi

Laylat al-Qadr Laylat al-Qadr The Prophet Muhammad (Allah bless him and give him peace) said, “Whoever prays on Laylat al-Qadr out of faith and sincerity, shall have all their past sins forgiven.” [Bukhari and Muslim, from Abu Hurayra (Allah be pleased with him)] The Prophet (Allah bless him & give him peace) also said, “Seek it in the last ten days, on the odd nights.” [Bukhari and Muslim from Abu Sa`id al-Khudri (Allah be pleased with him)] The scholars affirm that it is the best of nights, [al-Fatawa al-Hindiyya, quoting Mi`raj al-Diraya, 1.216] because of Allah Most High’s words, “Lo! We revealed it on the Night of Power. Ah, what will convey unto thee what the Night of Power is! The Night of Power is better than a thousand months. The angels and the Spirit [Jibril] descend therein, by the permission of their Lord, will all decrees. (That night is) Peace until the rising of the dawn.” (Qur’an, Surat al-Qadr: 97) Imam Nawawi and others explain that ‘The Night of Power is better

Yeryüzünde hiç bir müslüman kalmasa,

Resim
Yeryüzünde hiç bir müslüman kalmasa, ben yine Ağrı dağından haykırmak isterim bü...tün Dünya duysun: - " Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdûhu ve resûluhu  Başkaları var diye de mümin değilim. Vicdanım ve aklım ehadiyyet sıfatıyla bütün dinin hakikatine iman etmiş. Başka din kardeşimin de ne Kürtlüğüne bakarım ne Rumluğuna bakarım ne Araplığına bakarım. Allah beni karde ş ilan ediyor: - " İnnemel Müminune İhvetün / Bütün Müminler Kardeştir.'' (Hücürat 10) - Allah'ın ölçüsünü nasıl terk ederim !.. M.Kemal Allah'ı da nizamını da reddetmiş, şimdi biz de onun fikirlerini reddediyoruz. Kanun hakareti suç sayıyor ben hakaret etmiyorum ama bütünüyle karşıyım, iftihar ederim karşı olmakla. Bir sopayı eğri bulsan düzeltmekle düzelmez, aksine eğeceksin. Ah kanun olmasa ben bu sopayı nasıl aksine bükerim bilseniz [Kadir Mısıroğlu]

İŞTE ÖMER MUHTAR'IN DESTANSI MÜCADELESİ VE ŞEHADETİ

Resim
İŞTE ÖMER MUHTAR'IN DESTANSI MÜCADELESİ VE ŞEHADETİ Alim ve Savaşçı: Çöl Aslanı Ömer Muhtar Genel Kurul'u sizler için takip eden ekibimiz günlük olarak gelişmeleri sizlere aktarırken, konferanslar dışındaki zamanlarda Trablusgarp'ın tarihi öneme haiz yerlerini sizler için görüntülüyor… Bunlardan en önemlisi ise Libya'yı fetheden Osmanlı Deniz Kuvvetleri Komutanı Kaptan-ı Derya TURGUT REİS'in mez arı. Ünlü komutanımız hakkında ki dosyayı sizlere önümüzdeki günlerde hazırlayarak sunacağız. Ancak, şimdilik ve öncelikle halkı ve kendisi sıcak ülkede bulunduğunuz da aklınıza ilk gelen şeylerden biri, her birimizin genç yaşlarda hayatını film olarak izlediği ve Libya lideri Muammer KADDAFİ tarafından finanse edilen Libya Direnişinin sembolu büyük komutan, Libya'lıların; " torunuyuz" diyerek gurur duyduğu ÖMER MUHTAR… Şu ana kadar dünya üzerinde yapılan sıcaklık ölçümlerinde, gölgede en yüksek derece sıcaklığın ölçüldüğü Libya'da klimalar olmadan bizler n

Peygamber varisi Şehid İmam-ı Azam Ebu Hanife yi rahmetle anıyoruz.

Resim
Hanefiyim' Diyenler Hanefi Olsaydı' Peygamber varisi Şehid İmam-ı Azam Ebu Hanife'yi rahmetle anıyoruz. Doğumu Nesebi ve Künyesi  İmam-ı Azam Ebu Hanife, H. 80'de Kufe'de doğdu. Ebu Hanife künyesinin meşhur olmasının sebebi hakkında eski kaynaklarda yeterli bir açıklama yoktur. Ancak "Hanif" kelimesinin müennesi olan "Hanife" kelimesine nispetle bu künyenin, İslam'a tam gönül vermiş abid bir kim se olması veya Iraklılar arasında "Hanife" denilen bir divit veya yazı hokkasını devamlı yanında bulundurması sebebiyle verilmiş olduğu söylenmektedir. Hanife isminde bir kızı olduğundan bu künyeyle anıldığı söylenmişse de kabul görmemiştir. İlmi Yetişmesi Ebu Hanife Kufe'de yetişti. Gençliğinde kumaş ticaretiyle uğraştı. Bu ticaret onu ilimle uğraşmaktan alıkoymadı. Onu ilme teşvik edenin Şa'bi olduğu rivayet edilmektedir. Ebu Hanife pek çok ilim halkasına katılmış ve değerli zatlardan ilim almış olmakla beraber, onun en uzun süre h

Kendini Türk olarak tanımlayan BAR müdavimlerine duyurulur. Genetiğine tecavüz edilmiş Gregorius Türkleri sizi...

Resim
Genetiğine tecavüz edilmiş Gregorius Türkleri sizi... (Türkler’in nasıl yıkılacağını II. Mahmud zamanında yaşayan bir Patriğin, Rus Çarı’na gönderdiği mektuptan öğrenelim.) Istanbul Patriklerinden olan Gregorius, Ikinci Mahmûd Han zamanında çıkan Rum isyanının baş plânlayıcısıydı. (Bu suçundan 1821‘de Patrikhane kapısında idam edildi.) Patrik Gregorius’un Rus Çarı Aleksandra’ya yazdığı mektup, tarihî öneme hâiz olup, önemli tespitlerde bulunması bak ımından mühimdir. Patrik, Rus Çarı Aleksandra’ya yazdığı mektupta şöyle demektedir: “Türkler’i maddeten ezmek ve yıkmak imkânsızdır. Onlar, mensub oldukları dinin gereği olarak çok sabırlı ve mukavemetli insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve izzet-i îmân sahibidirler. Bu hasletleri; dinlerine bağlılıkları ve kadere rızâ göstermeleri yanında, kumandanlarına, büyüklerine olan itaat duygularından gelmektedir. Zekîdirler ve kendilerini müsbet yolda yönetecek reislere sâhib oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Gâyet kanâatkârdırlar. Onların bütün

Fatiha Suresi, Müddesir suresinden sonra Mekke'de inmiştir.

Resim
Fatiha Suresi, Müddesir suresinden sonra Mekke'de inmiştir. 7 ayetten oluşmaktadır. Tam olarak inen ilk suredir. Resmi sıralamada birinci, nüzul sırası itibarıyla beşinci sûredir. Kur'an'ın ilk sûresi olduğu için açış yapan, açan manasına "Fâtiha" denilmiştir. Halk arasında yaygın olarak "El-Hamdülillah" suresi olarak da bilinir. Bu sureye "ana kitap" manasında "Ümmü'l-Kitâp", "dinin esaslarını ihtiva eden" manasında "el-Esâs" isimleri verildiği gibi, ana hatlarıyla İslâm'ı anlattığı için "el-Vâfiye" ve "el-Seb'u'l-Mesânî", birçok sırrı taşıdığı için "el-Kenz" gibi isimler de verilmiştir. Peygamberimiz "Fâtiha'yı okumayanın namazı olmaz" buyurmuştur. Bundan dolayı beş vakit namazın her rek'atında bu sûreyi okumak vâciptir. Namaz kılan her Müslüman, bu sureyi günde kırk kere okumaktadır. Bismillahirrahmanirrahim. "Elhamdü lillâhi rabbil’alemin. Err

Secde ediyorsan oku İbretlik Bir Hikaye...

Resim
İbretlik Bir Hikaye... Okumadan Geçme ! Delinin biri camiye girer, belli ki namaz kılacak.  Ama oturmaz, meraklı ve şaşkın gözlerle etrafı süzer-dolanır. Bir oraya, bir buraya her köşeye  dikkatlice bakar ve hızla çıkar gider.. Az sonra sırtında bağlanmış odunlarla tekrar gelir camiye ve tam namaza başlamak üzere olan cemaatle birlikte saf tutar.. Ama sırtındaki odunlarla güç bela bitirir namazını. Eğilip kalktıkça yere düşen odunlar, çıkardığı ses vs. derken, tabii cemaat de rahatsız olmuştur bu durumdan.. Nihayet biter namaz, bitmesine ama her kafadan bir ses çıkar.. Herkes kıpırdanmaya, adama söylenmeye başlamıştır bile.. İmama kadar ulaşır sesler, hafiften tartışmalar… İmam aynı mahalleden, bilir az çok garibin halini, şefkatle yaklaşır meczubun yanına ve der ki: “Oğlum böyle namaz mı olur, sırtında odunlarla, sen ne yaptın? Hem kendini hem de çevreni rahatsız ettin bak, bir daha namaz kılmaya yüksüz gel olur mu?” Bunu duyan meczub melül-mahzun, ama manalı bir bakışla sorar “Âdetin