Kayıtlar

islam etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

DÜNYA METÂININ HAYIRLISI SÂLİHA HANIMDIR

Resim
Resûlullâh Efendimiz ( sallallahu aleyhi ve sellem )  şöyle buyurmuş: "Hangi kadın kocasının yüzüne tebessüm eder ve yaptığı iyiliğe teşekkür ederse kıyâmet gününde Allâhü Teâlâ da o kadına rahmetiyle muâmele eder." "Hangi kadın kocasına bir kere su verse bir köle azad etmiş gibi sevap alır. Allâhü Teâlâ onu cennete girmeden önce Kevser'den yetmiş defa içirir, ona cennet elbiselerinden giydirir." "Hangi kadın kocasının önüne sofra getirirse Allâh ona bir senelik ibâdet sevabı yazar." "Hangi kadın kocasının elbisesini yıkarsa Allâh ona altmış şehîd sevâbı verir ve kabrinden bütün günahları bağışlanmış olarak kalkar. Hangi kadın kocası için bir kap yemek pişirirse Allâhü Teâlâ da ona cehennemi haram kılar." "Hangi kadın kocası için ekmek pişirirse kıyâmet gününün şiddeti ona dokunmaz, sırât üzerinden çakan şimşek gibi geçer. Hangi kadının kocası kendisinden razı olursa Allâhü Teâlâ da razı olur ve hesapsız olarak cenn...

Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır

Resim
Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) Tebliğ ve Terbiye Metodu Alemlere rahmet olarak gönderilen Rasul-i Ekrem’in İslam’ı tebliğ etme ve insanları terbiye metodu, Kur’an’ın tayin ettiği ve sınırlarını çizdiği ilkeler doğrultusunda gerçekleşmiştir. Onun davetinin ve taliminin temeli, hikmete, güzel öğüde, merhamet ve yumuşaklık prensiplerine dayanır. Kur’an ona tebliğ konusunda şu öneride bulunmuştur: “Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla  en güzel şekilde mücadele et…” (Nahl, 16/125) Ayette geçen “hikmet” kavramı çeşitli anlamlara gelmektedir. Hikmet, sözde ve fiilde doğruyu tutturmak, varlıkların özündeki manaları ve Allah’ın emrini anlamak, varlık düzenindeki her şeyi yerli yerine koymak, doğru ve güzel işlere yönelmektir. Allah’ın emirlerini düşünmek ve  ona uymaktır. Doğru ve hızlı karar verebilmektir. Allah’a itaattir. Doğruya iletmektir. (Geniş bilgi için bkz. Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, 1971...

Cuma Günü Sünnetleri

Resim
Cuma gününün 20 sünneti ve edebi vardır: Cuma gecesini, Perşembe'den karşılamalı. (Mesela; yeni ve/veya temiz elbiseyi hazırlamalı, işleri bitirip Cuma gecesini ve gününü ibadetle geçirmeye gayret etmeli, Cuma gecesi ehli ile gusül abdesti almalı, bu amellere köle azat etmiş gibi sevap verilir.) Cuma günü, Cuma namazı için gusül abdesti almalı.  (Bu gusül hakkında, farz diyenler de vardır.) Başı tıraş etmeli. Sakalın bir tutamdan fazlasını ve tırnakları kesmeli ve beyaz giymeli. Cuma namazına mümkün olduğu kadar erken gitmeli. Ön safa geçmek için, cemaatin omuzlarından aşmamalı. Camide namaz kılanın önünden geçmemeli. Erken gidip birinci safta yer almalı. İmam minbere çıktıktan sonra hiçbir şey söylememeli, ezanı da tekrar etmemeli. Namazdan sonra, Fâtiha, Kâfirûn, İhlâs, Felak ve Nâs sûrelerini 7 defa okumalı. İkindiye kadar camide kalıp, ibadet etmeli. Ehl-i sünnet alimlerinin kitaplarından anlatan alimlerin dersinde bulunmalı. Cuma günü duanın kabul olduğu vakti a...

Cahillerin Dinde Söz Sahibi Olması

Resim
Müslümanlar uyanık olmalı Kıyâmet alâmetlerinin, şimdi çoğu çıkmış, her yere yayılmıştır. Cahillerin çoğalmas ı , ilim adamların ın  azalması,  cahillerin dinde söz sâhibi olup herkese yanlış yol göstermesi  bu  alâmetlerdendir .  Bunun için   Müslümanlar uyanık olmalıdır. Her söze güvenmemelidir. Hutbelerde, kitaplarda ve gazetelerde, “Ehl-i Sünnet” âlimlerini ve bunların kitaplarını bildirmeyip, âyet-i kerîmelerden ve hadîs-i şerîflerden, kendi kafalarına göre ma’nâ çıkaranlara inanmamalıdır.   Mezhebsizler, yâ bid’at sahibi sapıktır, yâhud kâfirdir. Bunların her ikisi de  her zaman din adamı kılığına girerek Müslümanları aldatmışlar, doğru yoldan çıkarmışlardır. Mezhebsizlerin bildirdikleri âyet-i kerîmelere ve hadîs-i şerîflere, ehl-i sünnet âlimlerinin nasıl ma’nâ verdiklerini aramalı, işin doğrusunu öğrenmelidir.  Bunun için güvenilen, fıkıh “İlm-i Hâl” kitaplarını okumalıdır. Ehl-i sünnet âlimleri, âyet-i kerîmeleri...

Çünkü islâmlık terakkiye (ilerlemeye) manidir.

Resim
Şark Fatihi Kâzım Karabekir – Nasıl Hıristiyan olacaktık? Kazım Karabekir, 1923 senesinde mecliste yaşadığı ilginç bir olayı şöyle anlatıyor:  Tevfik Rüştü bey konuşuyordu: “Ben kanaatimi millet kürsüsünden de haykırırım.. Kimseden korkmam.. Teşkilâtı Esasiyemizde dinimiz apaçık yazılmalıdır..” diyordu. Ben söz aldım ve sordum: “Teşkilâtı Esasiyede dinimizin İslâm olduğu yazılıdır. Tevfik Rüştü bey? Hangi kanaati haykıracaksın? Teşkilâtı Esasiye’ye hangi dini yazdıracaksın?… Hıristiyanlığı mı? Mahmut Esat Bey söz aldı ve sertçe cevap verdi: “Evet hıristiyanlığı… Çünkü islâmlık terakkiye (ilerlemeye) manidir. Bu dinle yürünmez mahvoluruz. Ve bize kimse de ehemmiyeti vermez..” dedi. Ben söz alarak dedim ki: “İslâmlığın terakkiye mani olduğu Avrupalıların uydurmasıdır. Bu meseleyi istediğiniz kadar münakaşa edebiliriz. Fakat münakaşaya tahammülü olmayan bir mesele varsa, din değiştirme gayretidir. Netice İslâm kalırsak mahvolmayız, fakat din değiştirme oyunuyla bizi,...

Biz Kimiz Sen Kimsin

Resim
 Ben Müslümanım ben Türküm diyenler  Okuyalım kendimizi tanıyalım SEN, Osmanli Tugra ''Siz insanlar için çikarilmis en hayirli bir ümmetsiniz, iyiligi emreder, kötülükten vazgeçirmege çalisirsiniz.. Çünkü Allah’a inaniyorsunuz..'' Fermaninin sahibisin!.. SEN, ''Alemlere rahmet olarak gönderilen'' ve dehsetli mahser gün ü herkesin ''Nefsi! Nefsi!'' diye çirpinacagi bir zamanda, secdelere kapanip; ''Ümmetimi isterim Ya Rab!.. Ümmetimi bagislamadikça kalkmam'' diye feryad edecek olan Habib-i Kibriya’nin ümmetisin!.. SEN, Resûlullah’in ashabina; ''Orduya yardim ediniz'' dedigi zaman, bütün servetini alip getiren ve Peygamberin ''Çocuklarina ne biraktin?..'' sorusuna; ''Allah’i ve Resûlünü biraktim Ya Resûllullah!'' cevabini veren Hz. Ebûbekir’in yolundasin!.. SEN, Devlet reisi oldugu halde, içi su dolu bir tulumu sirtina yüklenerek halk içinde dolasan ve oglunun;...

Siyasette Cemaatlerde ve heryerde Takiyye nedir kimler nasıl yapıyor

Resim
 Mübah ve haram olan takiyye Takiyye kimlere karşı yapılır? Mübah ve haram olan takiyye       Takıyye ,   inancının aksini söylemektir. Buna  Müdara  da denir. İnancını, görüşünü, partisini, grubunu, gittiği yolu saklamak demektir. Sırrını açıklayan kimse, çok defa söylediğine pişman olur, üzülür. İnsan, söylemediği sözünün hâkimidir, söylediğinin ise, mahkumudur. Keşke söylemeseydim der ama iş işten geçmiştir. Malı ve eşyayı emin olarak saklayan çok insan, sır saklayamaz. Hiç ummadığınız kimse, gizli sırlarınızı açıklayabilir. Onun için eskiden,   Zehebini, zihabını ve mezhebini gizli tut   derlerdi. Yani paranı, dini inancını, siyasi görüşünü, grubunu gizli tut demektir.      Takiyye; İhtiyat, korku ve gizlenmek mânâsına olup,.... Ayetek Kursi mecburiyet veya zarar tehdidi karşısında dinin icaplarından muafiyet için kullanılan tâbirdir.1     Kafirler ile anlaşıp onların projelerine ortak olan bir...

Are Human Rights Compatible with Islamic Values / İslami değerler İnsan Hakları ile uyumludur

Resim
In Islam, the origins and implications of human rights are supported by the revelations in the Qur'an, God's promise and message to all of mankind As we commemorate the 20th anniversary of the U.N. proclamation of Human Rights and celebrate the life of human rights champion Nelson Mandela, I cannot help but reflect on the core values of human rights as revealed in Islam 1,435 years ago. Bismillahirrahmanirrahim Historically, man has always struggled to ensure human dignity and equity without discrimination and bias. The message of Islam, on the other hand, has consistently and universally promoted human rights and freedoms as fundamental for human development. In Islam, the origins and implications of human rights are supported by the revelations in the Qur'an, God's promise and message to all of mankind. The Qur'an is meant to be universal, and clearly speaks to all of humanity: "O mankind! We have created you from a single (pair) of male an...

İslam Düşmanları Osmanlı Devletini nasıl yıktılar?

Resim
Türk milleti ülkesine değil, yabancılara çalışıyor. K ı sa bir hat ı rlatma icimizdeki tehlike devam ediyor. 636 yıllık Osmanlı Devletini başta İngilizler, misyonerler ve bunların potasında eritilerek Hıristiyan Batı kültürü ile yetişen Osmanlı düşmanı bazı (sözde) aydınlar yıktılar.  Osmanlı devrinde Fener Rum Patriği Gurigoryos’un Rus Çarı 1. Aleksandr’a yazdığı mektup; çok önemli tarihî bir vesikadır. Bu vesikayı her Türk aydınının bilmesi ve bunun tersini yapması gerekir. Bu uzun mektubun tamamını 1970’li yıllarda yazımda neşretmiştim. Bu yazımda sadece birkaç cümlesini nakledeceğim: “Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak gayrimümkündür... Türkleri evvela dinlerinden ve manevi şahsiyetlerinden mahrum bırakmak gerekir... Manevi mihraklardan mahrum oldukları gün Türkleri yenmek mümkün olacaktır... “ (Albay Enver Topuz Konferans Notları) 1710 yılında İstanbul’a gönderilen Humper bir Osmanlı gibi yetişip, İslamiyetle ilgili bilgileri en yüksek seviyede öğrendikten sonra Ortadoğu’ya gön...
WhatsApp Logo WhatsApp
İletişim
Vedat Bilik