Kayıtlar

anne etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Osmanlı Padişah Anaları

Resim
Padisahlar ve yaptiklari evlilikler    nesli bozdu diyenlere verilecek cevap 1. Padişahlar “yabancı kadın” almadı, çünkü Osmanlılar’da “yabancı” demek “gayr-i Müslim (Müslüman olmayan) demektir. Yani “Müslüman” ol an her kadın ve erkek “yabancı” olmaktan çıkar, önceki dini ve milliyeti ne olursa olsun, memleketin ve devletin “asıl sahibi” haline gelir. 2. Padişah anaları, sadece kendi dönemlerini değil, çağları kuşatıp kucaklayan bir hayır anlayışının da öncüleridir. Bu alanda hem örnek, hem de önder olmuşlar, toplumu “yardımlaşma”ya teşvik etmişlerdir. 3. Her alanda ve her anlamda millete örnek/önder olabilmeleri için, padişah eşlerinin çok iyi bir eğitim sürecinden geçmeleri, son derece yeterli hale gelmeleri gerekiyordu: Bu da ancak saray içi eğitimle mümkündü. Haremde yıllar boyu her anlamda eğitiliyorlar, namus, iffet, dürüstlük vesaire alanlarda defalarca deneniyorlar, âdeta iğnenin deliğinden geçiriliyorlardı. Gizli ya da açık tüm sınavları yüzlerinin akıyla kazananlar ...

İnsan başıboş bırakılacağını mı sanıyor? (75:36)

Resim
SIVIDAN YARATILIŞ    " MENİ BİR KARIŞIMDIR " Gerçekten de insanı karışımlı bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bu yüzden onu işiten ve gören yaptık . (76:2) Mikroskobun icadı ve geliştirilmesi sayesinde insan vücudundaki birçok organın ve birçok maddenin detaylı analizinin yapılabilmesi mümkün oldu. Bu analizler sayesinde meninin, birçok ayrı merkezde üretilen ayrı maddelerin karışımı olduğu anlaşıldı. Meni; sperm kanallarından, seminal keseciklerden, prostat bezinden, idrar yollarına bağlı cooper ve mery bezleri gibi salgı bezlerinden salgılanan maddelerin bir birleşimidir. Meni diye adlandırdığımız sıvının detaylı analizi yapılırsa bu sıvının; sitrik asit, prostoglondinler, flavinler, askorbik asit, ergotionein, fruktoz, fosforilkolin, kolesterol, fosfolipidler, fibrinolizin, çinko, asit fosfataz, fosfaz, hiyolurinadaz ve spermler gibi birçok ayrı bileşenden oluştuğu görülür. Sadece bir sperm kanalını veya bir prostat bezini ele alsak bile bunların mükemmel yaratılışla...

Babasının Sırrı Fatıma Hazretleri Şecaat Sırrı, Aba Sırrı, Kanaat Sırrı, Muhabbet Sırrı

Resim
Fatıma ismi, Peygamber soyunun nesilden nesile naklolan bir zenginliği idi aynı zamanda. Öyle ki Rasûlullah (sav) “Ben Fatımalar’ın evlâdıyım” buyurmuştur, Zira Cenab-ı Peygamber'in büyük annesi ile Hazret-i Hatice ve Hazret-i Ali'nin annelerinin adları da Fatıma'dır. Bu söyleyiş şekli Ehl-i beyt arasında devam edecek, Hazret-i Hasan ve Hüseyin de “Fatımalar’ın çocuğu” olarak anılacaktır. Evlad, babasının sırrıdır buyuruyor Peygamber Efendimiz. Şüphesiz Fatıma Anamız'da da Babasının sırrı zuhur etmiştir. Bu sır onu, Allah'ın tertemiz kılmayı murat ettiği Ehl-i beyt'in bir ferdi eylemiştir. Zira Nübüvvet hanesinin evladı olmak dernek kıyamete dek sürecek siyadetin bir rüknü olmak demektir. Fatıma Hazretleri, Muhammed Âl'inin validesi olan bir soy-anasıdır. Ümmetin şehadeti ile malumdur ki, Rasûl-i Ekrem Efendimiz, hem Fatıma Hazretlerini hem de torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'i cennetin ehlinin seyyidleri olarak nitelemiştir. Dolayısıyla bu ilan da gös...

Sevgili Muhterem Babacığım. Hüzün dolu bir ÇANAKKALE mektubu

Resim
”Mukaddes bir huzura” 18 Ekim 1915 Pazartesi 2009 yılında Prof. Haluk Oral'ın ortaya çıkardığı,  Kazım Karabekir komutasındaki 14. Tümen'de görev yapan Yedek Subay Kemal Efendi tarafından Kerevizdere'den babasına yazılan 18 Ekim 1915 tarihli bu mektup, 41. Alay 2. Taburun birinci bölük birinci takım komutanı Hasan Çavuş'un kahramanlık hikayesini 98 yıl sonrasına, günümüze taşıyor. Mektubun latin alfabesine çevrilmiş tüm metni şöyle:  ”Mukaddes bir huzura”  18 Ekim 1915 Pazartesi Sevgili Muhterem Babacığım;           Buğday benizli, açıkgöz, henüz ter bıyıklı, uzunca boylu çatık ve siyah kaşlı;kalbi vatan aşkıyla dolu asker Erzincanlı Hasan Çavuş Kırbirinci Alay’ın İkinci Taburu ‘nun Birinci Bölüğü Birinci Takım kumandanı.Hasan Çavuşun göğsünü 7 Eylül 1915 hücumunda gösterdiği fedakarlık dolayısıyla aldığı Harp Madalyası süslüyor.Yüzündeki saflık Anadolu’nun asil pak yavrusu olduğunun delili.           14 Ekim 1915 gec...

Suçlu yetiştirmenin 8 basit kuralı

Resim
Bir çocuğu geleceğin suçlusu yetiştirmenin 8 basit kuralı 1 Küçükken daha, çocuğa ne isterse vermeye başla! Ki, herkesin onun geçimini sağlamakla mükellef olduğuna inansın... 2 Fena sözler söylediğinde gül! Ki, kendisinin akıllı olduğuna i nansın... 3 Ona düşünmeyi, beynini kullanmayı öğretme sakın! Bırak, on sekizine gelince kendisi karar versin... 4 Yerde bıraktığı her şeyi kaldır:kitaplarını, giysilerini, pabuçlarını...Onun için her şeyi sen yap! Ki, sorumlulukları hep başkalarına yüklesin... 5 Onun önünde sık sık kavga et! Ki, bir gün aile parçalanırsa pek de şaşırmasın... 6 Ona istediği kadar harçlık vermekten kaçınma! Asla kendi parasını kazanmanın ne demek olduğunu öğrenmesin... 7 Yiyecekmiş, içecekmiş, konformuş, tüm arzularını yerine getir! Ki, istediklerini her zaman elde etmeye Şartlansın... 8 Komşulara, öğretmenlere, polise, vs. karşı hep onun tarafında ol! Ki, hepsine karşı ön yargılarla davransın... Evet evet, bütün bunları yap! Ki, günün birinde onun başına bir bela geli...

Gerçek mutluluk gördüğün şeyde değil asıl görünmeyen yerdedir.

Resim
Sevgi'nin ad ı  yok Bebeğimi görebilir miyim” dedi yeni anne. Kucağına yumuşak bir bohça verildi ve mutlu anne bebeğinin minik yüzünü görmek için kundağı açtı ve şaşkınlıktan adeta nutku tutuldu! Anne ve bebeğini seyreden doktor hızla arkasını döndü ve camdan bakmaya başladı.  Bebeğin kulakları yoktu... Muayenelerde bebeğin duyma yetisinin etkilenmediği sadece görünüşü bozan bir kulak yoksunluğu olduğu anlaşıldı. Aradan yıllar geçti çocuk büyüdü ve okula başladı. Bir gün okul dönüşü eve koşarak geldi ve kendisini annesinin kollarına attı. Hıçkırıyordu. Bu onun yaşadığı ilk büyük hayal kırıklığıydı; ağlayarak “Büyük bir çocuk bana ucube dedi.” Küçük çocuk bu kadersizliğiyle büyüdü. Arkadaşları tarafından seviliyordu ve oldukça da başarılı bir öğrenciydi. Sınıf başkanı bile olabilirdi; eğer insanların arasına karışmış olsaydı. Annesi her zaman ona “Genç insanların arasına karışmalısın” diyordu ancak aynı zamana yüreğinde derin bir acıma ve şefkat hissediyordu. Delikanlının babas...
WhatsApp Logo WhatsApp
İletişim
Vedat Bilik