Kayıtlar

kuran etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

HADİSLERLE ŞABAN AYI

Resim
ŞABAN-I ŞERİF Bu sene (2014) 29 Mayıs Perşembe’yi 30 Mayıs Cuma’ya bağlayan gece Şaban Ayına girdik, elhamdülillah. Şaban-ı Şerif, hicri ayların sekizincisi ve mübarek üç ayların ikincisidir.  Şaban'ın kelime anlamı; çokça dallanıp budaklanarak büyüyüp gelişen demektir. Şaban ayında, İslam tarihi açısından önemli olaylar gerçekleşmiştir; hicretin ikinci yılında kıble Mescid-i Aksâ'dan Mescid-i Haram'a çevrilmiştir, Ramazan orucu farz kılınmıştır. Berat gecesinin bu ayın on beşinci gecesine isabet etmesi de Şaban ayına ayrı bir ulviyet kazandırmıştır.  Şaban ayının diğer aylardan üstünlüğü, Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) diğer peygamberlere üstünlüğü gibidir.  Şaban-ı Şerif’i bu idrak ve şuur ile ihya edelim, inşaAllahu Rahman. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:   "Recep Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır." Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Şaban, günahla...

HADİSLERLE ŞABAN AYI

Resim
ŞABAN-I ŞERİF Bu sene (2014) 29 Mayıs Perşembe’yi 30 Mayıs Cuma’ya bağlayan gece Şaban Ayına girdik, elhamdülillah. Şaban-ı Şerif, hicri ayların sekizincisi ve mübarek üç ayların ikincisidir.  Şaban'ın kelime anlamı; çokça dallanıp budaklanarak büyüyüp gelişen demektir. Şaban ayında, İslam tarihi açısından önemli olaylar gerçekleşmiştir; hicretin ikinci yılında kıble Mescid-i Aksâ'dan Mescid-i Haram'a çevrilmiştir, Ramazan orucu farz kılınmıştır. Berat gecesinin bu ayın on beşinci gecesine isabet etmesi de Şaban ayına ayrı bir ulviyet kazandırmıştır.  Şaban ayının diğer aylardan üstünlüğü, Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) diğer peygamberlere üstünlüğü gibidir.  Şaban-ı Şerif’i bu idrak ve şuur ile ihya edelim, inşaAllahu Rahman. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:   "Recep Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır." Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: ...

Kur’an-ı Kerim’deki ahkam üç kısımdır

Resim
Dinimizin emir ve yasaklarının hepsi Kur’an-ı Kerim’den çıkmaktadır. Kur’an-ı Kerim, bütün peygamberlere gönderilmiş olan, bütün kitaplardaki ahkamı ve daha fazlasını kendisinde toplamaktadır. Kur’an-ı Kerim’deki ahkam üç kısımdır: Birinci kısım ahkam , ilim ve akıl sahiblerinin anlayabileceği açık hükümler. İkinci kısım ahkam , açıkca anlaşılamayan hükümler. Bunlar, ictihad yolu ile meydana çıkarılabilir.  İctihadda, Eshab-ı kiramdan biri, Peygamberimize (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) uymayabilirdi. Fakat bu ahkam, Peygamberimiz zamanında hatalı ve şübheli olamazdı. Çünkü, Cebrail (Aleyhisselam) vasıtasıyla, yanlış olan ictihadlar, Allahu Teala tarafından hemen düzeltilir, hak ile batıl birbirinden hemen ayrılırdı. Peygamber efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ahirete teşrifinden sonra meydana çıkarılan ahkam ise, böyle olmayıp, doğru ile yanlış ictihadlar karışık kaldı. Bundan dolayıdır ki, vahiy zamanında ictihad olunan ahkamı, hem yapmak, hem de inanmak lazımdır. Peyg...

Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır

Resim
Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) Tebliğ ve Terbiye Metodu Alemlere rahmet olarak gönderilen Rasul-i Ekrem’in İslam’ı tebliğ etme ve insanları terbiye metodu, Kur’an’ın tayin ettiği ve sınırlarını çizdiği ilkeler doğrultusunda gerçekleşmiştir. Onun davetinin ve taliminin temeli, hikmete, güzel öğüde, merhamet ve yumuşaklık prensiplerine dayanır. Kur’an ona tebliğ konusunda şu öneride bulunmuştur: “Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla  en güzel şekilde mücadele et…” (Nahl, 16/125) Ayette geçen “hikmet” kavramı çeşitli anlamlara gelmektedir. Hikmet, sözde ve fiilde doğruyu tutturmak, varlıkların özündeki manaları ve Allah’ın emrini anlamak, varlık düzenindeki her şeyi yerli yerine koymak, doğru ve güzel işlere yönelmektir. Allah’ın emirlerini düşünmek ve  ona uymaktır. Doğru ve hızlı karar verebilmektir. Allah’a itaattir. Doğruya iletmektir. (Geniş bilgi için bkz. Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, 1971...

Anlamadığınız Akıl Erdiremediğiniz Hususlarda Tabi Olunuz

Resim
“Akıl ı n ı z ı n Erdiremediğiniz Hususlarda Tabi Olunuz!” Haş suresinin ikinci ayetinde,”Ey akıl sahipleri! Akıl erdiremediğiniz mes'elelerde, onları bilen ve derinliklerine tâm ermiş olanlara tâbi olunuz” buyurulmaktadır. Burada tabi olunması emredilen kimseler, müctehidlerdir.  İctihâd makamına varmış bulunan bu yüksek kimseler, kendi ictihâdlarına göre hareket etmek mecbûriyetindedir. Başka müctehidlerin ictihâdlarına tâbi olamazlar. Hattâ Peygamberlerin zamanlarında da, sahâbîlerden biri, kendi Peygamberinin ictihâdına uymıyan ictihâdda bulunursa, kendi ictihâdına göre hareket ederdi.  Sen bizi koru  Burada bir suâl sorulabilir. Peygamberler de ictihâd eder mi idi? Evet, onlar da, Allahü teâlânın açıkça bildirmediği emirleri, açık bildirilmiş olan emirlere kıyâs ederek, benzeterek ictihâd ederlerdi. Fakat ictihâdlarda hatâ edip yanılmak ihtimali olduğundan, ictihâdlarında hatâ ederlerse, Allahü teâlâ, derhâl Cebrâîl aleyhisselâmı göndererek, hatâları vahy ile düzelt...

Anlamadığınız Akıl Erdiremediğiniz Hususlarda Tabi Olunuz

Resim
“Akıl ı n ı z ı n Erdiremediğiniz Hususlarda Tabi Olunuz!” Haş suresinin ikinci ayetinde,”Ey akıl sahipleri! Akıl erdiremediğiniz mes'elelerde, onları bilen ve derinliklerine tâm ermiş olanlara tâbi olunuz” buyurulmaktadır. Burada tabi olunması emredilen kimseler, müctehidlerdir.  İctihâd makamına varmış bulunan bu yüksek kimseler, kendi ictihâdlarına göre hareket etmek mecbûriyetindedir. Başka müctehidlerin ictihâdlarına tâbi olamazlar. Hattâ Peygamberlerin zamanlarında da, sahâbîlerden biri, kendi Peygamberinin ictihâdına uymıyan ictihâdda bulunursa, kendi ictihâdına göre hareket ederdi.  Sen bizi koru  Burada bir suâl sorulabilir. Peygamberler de ictihâd eder mi idi? Evet, onlar da, Allahü teâlânın açıkça bildirmediği emirleri, açık bildirilmiş olan emirlere kıyâs ederek, benzeterek ictihâd ederlerdi. Fakat ictihâdlarda hatâ edip yanılmak ihtimali olduğundan, ictihâdlarında hatâ ederlerse, Allahü teâlâ, derhâl Cebrâîl aleyhisselâmı göndererek, hatâları va...

İncil Tevrat ve Zebur Bütün Semavî Kitaplar Hz. Muhammed (asv)’i Müjdeliyor.

Resim
  Hz. Muhammed (asv):Allah’ın elçisidir. Ahir zaman Nebisidir. İnsanlara ve cinlere imamdır. Hâtemü’l-Enbiya’dır/Peygamberlerin sonuncusudur.. Ne acayiptir ki, bizler bu sözlerin doğruluğuna semavi kitapları delil yaparken, kitap ehli olan Yahudi ve Hristiyanlar kendi kitaplarından habersiz olarak Hz. Muhammedi (asv) inkar etmektedirler. Bizler burada, İncil’i, Tevrat’ı ve Zebur’u delil yaparak iki kere iki dört eder katiyetinde ispat edeceğiz ki, o semavi kitaplar Hz. Muhammed (asv)’den haber veriyor ve O’nun geleceğini müjdeliyor. Bu bölümü hazırlamaktaki maksadımız; memleketimizde ve diğer İslam memleketlerinde sürdürülen misyonerlik faaliyetlerine bir set çekmek; Müslümanların eline, Hristiyan ve Yahudilere karşı bir delil vermek ve Peygamberimiz (asm)’ın semavi kitaplarda dahi müjdelendiğini ispat ederek Müslümanların imanının artmasına vesile olmak ve kitap ehli olan Yahudi ve Hristiyanları da artık insaf ile hakkı görmeye çağırıp onları İslama davet etmektir. Şimdi Ehl-i k...

İncil Tevrat ve Zebur Bütün Semavî Kitaplar Hz. Muhammed (asv)’i Müjdeliyor.

Resim
  Hz. Muhammed (asv):Allah’ın elçisidir. Ahir zaman Nebisidir. İnsanlara ve cinlere imamdır. Hâtemü’l-Enbiya’dır/Peygamberlerin sonuncusudur.. Ne acayiptir ki, bizler bu sözlerin doğruluğuna semavi kitapları delil yaparken, kitap ehli olan Yahudi ve Hristiyanlar kendi kitaplarından habersiz olarak Hz. Muhammedi (asv) inkar etmektedirler. Bizler burada, İncil’i, Tevrat’ı ve Zebur’u delil yaparak iki kere iki dört eder katiyetinde ispat edeceğiz ki, o semavi kitaplar Hz. Muhammed (asv)’den haber veriyor ve O’nun geleceğini müjdeliyor. Bu bölümü hazırlamaktaki maksadımız; memleketimizde ve diğer İslam memleketlerinde sürdürülen misyonerlik faaliyetlerine bir set çekmek; Müslümanların eline, Hristiyan ve Yahudilere karşı bir delil vermek ve Peygamberimiz (asm)’ın semavi kitaplarda dahi müjdelendiğini ispat ederek Müslümanların imanının artmasına vesile olmak ve kitap ehli olan Yahudi ve Hristiyanları da artık insaf ile hakkı görmeye çağırıp onları İslama davet etme...

Bulgaristan'da son Osmanlı

Resim
Mehmet Hamit, Osmanlıca hem okuyup hem yazabiliyor. Bulgaristan'ın Rodop dağlarındaki Ribnovo köyünde oturan 88 yaşındaki Mehmet Hamit, bölgede Osmanlıca okuyan ve yazdığı bilinen tek kişi. Bölgede 'eski yazı' olarak nitelendirilen Osmanlıcayı kendi kendine çözdüğünü anlatan Hamit, dini bilgileri öğrenme adına eskiden kaynakların kıtlığından dolayı Osmanlıca eserlere başvurduğunu söylüyor. Mehmet Hamit Mütevazi yaşamıyla dikkat çeken Mehmet Hamit, "Ne Osmanlıca ne de Türkçeyi iyi bildiğimi düşünmüyorum; sadece kitaplardan kendime yetecek kadar istifade ediyorum." sözlerine yer veriyor. Küçük yaştan beri bırakmadığı orucunu tutmaya devam eden Mehmet Hamit, vakit namazlarında camiye gidiyor ve teravihleri de kaçırmıyor. İlerlemiş yaşına rağmen sandalye ve değnek kullanmadan namazını eda ediyor. Vakti olduğunda nafile yerine kaza kılmayı tercih eden Mehmet amca, sohbetlerinde ve sorulan sorularda sık sık hadislere başvurup kitaplardaki yerini açıp okuyor. Bu yüzden d...
WhatsApp Logo WhatsApp
İletişim
Vedat Bilik