Kayıtlar

aleyhi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kur’an-ı Kerim’deki ahkam üç kısımdır

Resim
Dinimizin emir ve yasaklarının hepsi Kur’an-ı Kerim’den çıkmaktadır. Kur’an-ı Kerim, bütün peygamberlere gönderilmiş olan, bütün kitaplardaki ahkamı ve daha fazlasını kendisinde toplamaktadır. Kur’an-ı Kerim’deki ahkam üç kısımdır: Birinci kısım ahkam , ilim ve akıl sahiblerinin anlayabileceği açık hükümler. İkinci kısım ahkam , açıkca anlaşılamayan hükümler. Bunlar, ictihad yolu ile meydana çıkarılabilir.  İctihadda, Eshab-ı kiramdan biri, Peygamberimize (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) uymayabilirdi. Fakat bu ahkam, Peygamberimiz zamanında hatalı ve şübheli olamazdı. Çünkü, Cebrail (Aleyhisselam) vasıtasıyla, yanlış olan ictihadlar, Allahu Teala tarafından hemen düzeltilir, hak ile batıl birbirinden hemen ayrılırdı. Peygamber efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ahirete teşrifinden sonra meydana çıkarılan ahkam ise, böyle olmayıp, doğru ile yanlış ictihadlar karışık kaldı. Bundan dolayıdır ki, vahiy zamanında ictihad olunan ahkamı, hem yapmak, hem de inanmak lazımdır. Peyg...

Sevgili Peygamberimize sallallahu aleyhi ve sellem Sihir ve Büyü Girisimi

Resim
  Anam Babam Sana Feda Olsun    Peygamberimizin, zilhicce ayında Hudeybiye’den döndüğü ve muharrem ayına girmiş bulunduğu sırada idi ki Medine’de kalan Yahudilerin elebaşları, Müslüman olduğunu açıkladığı halde, münafıklıktan ayrılmayan Yahudi Lebid b. Asam’ın yanına vardılar. Lebid Zurayk oğullarının müttefiki idi. Kendisi sihirbazdı. Yahudiler onun sihirde ve sihirle adam öldürmekte Yahudilerin en bilgilisi olduğunu biliyorlardı.  Ona:  “Ey Ebul’Asam! Sen bizim sihirbazımızsın! Muhammed , bizim erkeklerimizi ve kadınlarımızı büyüledi. Biz, ona karşı bir şey yapamadık. Sen, O’nun bize neler yaptığını dinimize nasıl aykırı davrandığını bizden kimleri öldürdüğünü veya sürgün ettiğini gördün.! Biz bütün bu yaptıklarına karşı onu sihirleyip cezalandırmak üzere seni tutuyor, görevlendiriyoruz.”  Dediler ve Peygamberimizi sihirlemesi için de ona üç altın verdiler. SİHİR HAZIRLIKLARI    Lebid b. Asam; Peygamberimizin tarağı ile başından taranmış saçlar...

Osmanlılar ve büyük Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem

Resim
Osmanlılar & Peygamber SAV Osmanlılar büyük Peygamber'in  sallallahu aleyhi ve sellem   ve O'nun etrafındaki parlak yıldızların açtığı yolda yürüdüler. Ancak bu eser, kendiliğinden doğmadı. Fatih'in yanında bir Akşemsettin, Yavuz'un yanında Zenbilli Ali Cemali vardı. Bu büyük din adamları, onları  irşad ederek bulundukları kemâl mertebesine ulaştırdılar. Fatih İstanbul'u aldıktan sonra, Bizans'ın kalbi olan şehri Türklerden kurtarma gayesiyle Avrupa'da büyük bir Haçlı ordusu hazırlanıyordu. Bu hâdise Türk sultanını telaşa düşürmedi. Çünkü o, ruhlarda saltanatını kurmuştu. Adaletinin tahtı hiçbir kuvvetten korkmayacak kadar sağlamdı. O telâş etmedi; lâkin Rum psikoposlardan bir heyet Haçlıların merkezi olan Paris'e koştu. Müslümanların elinden kurtarılmasına karar verilen Hıristiyan devletinin ruhanileri, Haçlıları şaşırtan şu ultimatomu verdiler: ''Sakın bizi kurtarmaya gelmeyin. Gelirseniz bizi karşınızda bulursunuz. Biz Türk sultanı ile çok...

PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN ŞEKLİ VE ŞEMÂİLİ

Resim
Peygamber Efendimizin Şekli, Şemâili ve Ahlâkı PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN ŞEKLİ VE ŞEMÂİLİ  Peygamberler ve bütün târihi şahsiyetler arasında, şekil ve şemâili, en ufak husûsiyetlerine varıncaya kadar bilinen ve nesilden nesile naklolunan bir peygamber ve târihî şahsiyet varsa, o da ancak bizim Peygamberimiz Muhammed'ül Mustafa Sallallahü Aleyhi Vesellem'dir.  Peygamberimiz'in dâmâdı Hz.Ali ve üvey evlâdı Hz.Hind'e göre şekli ve şemâili şöyle idi:  Her ululuk, Rasûlüllah'da toplanmıştı.  Yüzü ayın ondördü gibi parlardı. Teni, kırmızı ile karışık, ak ve güzeldi.  Ne uzun ne de kısa boylu idi. O, herkesten ayrılan bir orta boylu idi.  Saçı, ne dümdüz, ne de kıvırcıktı. Hâreli idi. Saçı, kendiliğinden ikiye ayrılıp yanlarına dökülürse, onları birleştirmezdi. Birleştikleri zamanda da onları ayırmayıp, oldukları gibi bırakırdı. Saçını uzattığı zaman kulaklarının memesini aşardı.  Alnı, açık ve genişti. Kaşları, uzun ve kavisli idi. Kaşlarının uçları ince, arala...

Müctehidlerin En Büyüğü

Resim
İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe dir. Eshâb-ı kirâmdan sonra gelen müctehidlerin en büyüğü, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfedir. Bu büyük imâm, her hareketinde, vera’ ve takvâ üzere idi. Her işinde Peygamber Efendimize tam ma’nâsı ile tâbi’ idi. İctihâd ve istinbâtda, öyle yüksek bir dereceye ulaşmışdı ki, buraya kimse varamadı.  Kendisinden dahâ önceleri, dahâ âlim ve dahâ yüksek kimseler geldi ise de, onların zamanında sapıtmalar yayılmamış olduğundan, doğruyu ayıracak mi’yârlar hâzırlamamışlar, diğer daha kıymetli işlerle uğraşmışlardır.  İmâm-ı Şâfi’î hazretleri, İmâm-ı a’zamın ictihâdının inceliğinden, az birşey anlıyabildiği içindir ki, “Bütün müctehidler, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfenin çocuklarıdır” demişdir. Îsâ aleyhisselâm, kıyâmete yakın bir zamanda, gökden inerek, Muhammed aleyhisselâmın dînine göre hareket edecek ve Kur’ân-ı kerîmden ahkâm çıkaracakdır. İslâm büyüklerinden imâm-ı Muhammed Pârisâ hazretleri buyuruyor ki, “Îsâ aleyhisselâm gibi büyük bir Peygamberin, ictihâd ile çıkaraca...
WhatsApp Logo WhatsApp
İletişim
Vedat Bilik